D.J. TRUMP

A -
A +
G.W. Bush, Amerika'ya kötü bir miras bıraktı. Irak faciası, bu başkan zamanında yaşandı. "Irak'ta nükleer silah var!" propagandasıyla bu memleket işgal edildi. Halbuki BM elemanları iddianın asılsız olduğuna dair rapor vermişlerdi. Fakat kurt, bir kere kuzuyu yemeye karar vermişti. Irak işgal edildi, Saddam Hüseyin, aşağılayıcı muamelelerle idam edildi, bir buçuk milyon insan katledildi, işkencelerin en zalimi işlendi, ırzlara geçildi. Memleket fiilen üçe bölündü ve altın tepsi içinde İran'a teslim edildi.
Diğer taraftan Türk Ordusunun Irak'a girmesini talep eden "3 Mart Tezkeresi" TBMM tarafından reddedilince alınan karar, G.W. Bush idaresinde Türkiye’ye karşı öfkeye yol açtı. Bazı Amerikan subayları, Irak'ta Türk askerinin başına çuval geçirdiler. Bunlar ve benzeri olaylar, Türk-Amerikan münasebetlerini şiddetle sarstı, arada dostluk diye bir şey kalmadı.
G.W. Bush, gidip yerine B.H. Obama geldiğinde manzara buydu. O arada Türkiye'de de iktidar değişmiş ve AK Parti işbaşına gelmişti. Her iki taraftaki kan tazelenmesiyle çöken dostluk, yeniden iyileşme dönemine girdi. İki taraf da çok ümitlendi. Nitekim yeni başkan, ilk ziyaretini Türkiye'ye yapmıştı. Ne var ki ümitler, temenniler zamanla yerini hayal kırıklıklarına bıraktı. 9/11 Eylül'le başlayan İslamofobi hiç azalmadı. O azalmadığı gibi yeni projeler devreye girdi. "Arap Baharı" denen bir proje Tunus'tan başlayarak bütün Kuzey Afrika ve Orta Doğu'ya yayıldı. Libya, Mısır, Suriye mahvedildi. Öyle ki bölge milletleri Irak'ta Saddamlı, Libya'da Kaddafili günleri özler oldular. Mısır'da seçimle işbaşına gelmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, darbe yoluyla devrilip hapse atıldı.
Arap Baharı, demokrasi, insan hakları, hürriyet getireceğiz vaadleriyle sokağa döktüğü Suriye halkını yalnız bıraktı. Ülke, kelimenin tam mânâsıyla perişan oldu. G.W. Bush, idaresi Irak'ı İran'a hediye ettiği gibi B.H.Obama da  Suriye'yi İran ve Rusya'ya hediye etti. Rusya, Akdeniz ve Orta Doğu'ya yerleşti.
Beyaz Saray, sözünü tutmayarak, DEAŞ'la mücadele etmedi. Aksine bize  karşı PKK/PYD terör örgütlerine yardımcı oldu. Türkiye'ye rağmen Kuzey Irak'tan Akdeniz'e kadar bir koridor açarak burada kukla bir Kürt devleti kurmaya çalıştı. Ankara ile Erbil arasındaki petrol anlaşmasını cezalandırmaya çalışıyordu. Bununla da kalmadı. Trump'ın da ifade ettiği gibi 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünün içinde yer aldı. Fetullah Gülen'i ne iade etti, ne yargılayıp tutukladı. Üstüne üstlük dolarla iktisadi yapımıza saldırdı.
B.H. Obama, işbaşından giderken Türk-Amerikan münasebetleri, başladığı yere dönmüştü. Obama, Trump'a Bush'dan aldığı manzaradaki Türk Amerikan münasebetlerini teslim etti.
Şimdi Trumplı yıllarda Türk Amerikan münasebetlerinin göstereceği akıbet merak mevzuudur? Trump, adayken yaptığı konuşmalarda işbaşına geldiğinde Müslümanları ülkeden yollayacağını söylemişti. Başkanlık merasiminde de "radikal İslami  terör örgütleriyle mücadele edeceğini" haber verdi. Hâlbuki Türkiye, o örgütlerle zaten dişe diş savaşmaktadır. Hem "müttefikimiz Türkiye'yi bu mücadelede yalnız bırakmayacağız" diyebilir ve hem de terör örgütü sözünün başına "İslami" kelimesini  getirmeyerek dinimize ve İslam ümmetine saygılı davranabilirdi. FETÖ ve adamlarını iadeye dairse hiçbir şey söylemedi. Amerika’yı "sosyal devlet" yapmaya dönük bir tasarruf olan sağlık sigortasını ise yerine oturur oturmaz iptal etti.
Donald John Trump'ın televizyon ve ticaret geçmişine mukabil bürokrasi ve siyaset geçmişi yoktur. Ticaret hayatındaki başarısını devlet hayatında da gösterebilecek midir?
Biz, Türkiye olarak en kötü ihtimali nazara almalıyız. Dış politikada bütün yumurtaları tek sepete koymamakla iyi etmekteyiz.
71 yaşında başkanlığa seçilen Trump, ya Bush'un çılgınlığını veya Obama'nın pasifliğini taklit ederek Amerika’yı iyice zora sokar veya yaşının verdiği tecrübeyle işini bilen bir tüccar gibi çalışarak devraldığı enkazı temizler.
G.W. Bush, Amerika'ya kötü bir miras bıraktı.
B.H. Obama, çok daha kötü miras bıraktı.
D.J. Trump'ın mirasının akıbetiyse ileride tereke açıldığında belli olur. Sn Başkan'a "vazifeniz hayırlı olsun" derken âdil olmasını tavsiye ederiz. Adaletsiz devlet adamının akıbeti hüsranla biter.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.