TERÖRLE MÜCADELE

A -
A +
İçişleri Bakanlığı açıklamakta. Son bir yılda terör örgütlerine verilen kayıplar binlerle ifade ediliyor. Binlerce ölü verdirilmekte veya diri yakalanıp adalete sevk edilmekte. Böylesine büyük başarılar, 15 Temmuz’dan önce yoktu. Görüldü ki FETÖ örgütü PKK ile iş birliği hâlinde çalışıyormuş. "Terör örgütü yuvalarını vurduk!" derken gidip dağları-taşları bombalayıp dönüyorlarmış. Nitekim şimdi de bazı kaçak FETÖ subaylarının Kandil'de terör örgütü militanlarını eğittiklerini öğrenmekteyiz.
Her şerde bir hayr vardır. 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü olmasaydı polis, asker, yargı, istihbarat böylesine temizlenemeyecekti. Buralar ciddi biçimde temizlendiği için bugün destanlar yazarcasına terör örgütlerine mağlubiyetler tattırılmakta.
Bu başarılar hem PKK ve DHKP-C gibi örgütlere ve hem de DEAŞ ve FETÖ örgütüne karşı kazanılmakta. Devlet, FETÖ'den çok ciddi manada temizlenirse teröre verdirilen kayıplar daha da büyüyecektir.
Vatanımızın birliğine, milletimizin istiklâline kasteden terör örgütlerine karşı Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, MİT çok kararlı bir irade göstermekteler. Onlardaki bu kararlı duruş askere, polise ve istihbarata yansımakta ve örgütlere darbe üstüne darbe indirilmektedir. Doğuda kış çok çetin olur. Doğunun sarp dağlarında daha da çetin olur. Buna rağmen asker emniyet, korucularımız ağır kış ve tabiat şartlarını aşarak terör örgütlerini bulundukları yerde kıstırıp bertaraf ettiler, teslim olanı teslim aldılar.
Bu mücadelenin her cephede ve her şeklinde artarak devam etmesi şarttır. İsmi geçen terör örgütlerine büyük darbeler indirilmekte ve büyük kayıplar verdirilmekte. Ancak, bu demek değildir ki terör örgütleri ve onlarla mücadele bitmiştir. Malûm terör örgütlerinin her biri birçok haçlı devletine sırtını dayamış, onlar adına Türkiye'ye karşı vekâlet savaşları vermektedir. Bir terör örgütüyle yapılan mücadelede en az 5 devletle muharebe ediyoruz.
16 Nisan’dan sonra devlet, hain örgütlerin iç ve dış unsurları üstüne daha bir gidecektir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "önümüzdeki aylar, Türkiye’ye bahar, terör örgütlerine karakış olacaktır!" hatırlatması unutulmasın. Bu bir hayat-memat meselesidir. Bu memleketi I. Dünya Harbinde 800 bin km²’nin altına düşüren haçlı dünyası şimdi de bölüp daha ufaltma çabasında. Bu niyetleri için kapılarında terör örgütleri besliyorlar. Haçlı batı başkentleri, Türkiye ile terör örgütleri arasında tercih yapma zorunda kaldığında yüzleri hiç kızarmadan ikincisinin yanında yer almaktalar.
Bütün bunlardan dolayıdır ki anayasa değişikliği bir şahıs ve iktidar meselesi değildir. Bunun içindir ki "evet" oylarının yüzde 60'ları geçip zaferi yakalayarak yüzde 65'e varması şarttır. O zaman devlet güçlenecektir.
Unutmamalı kurtuluş savaşı veriyoruz.
Hem de bir asır sonra yeniden 7 Düvele karşı.
Düvel-i Muazzama'ya karşı.
Zaten o hiçbir zaman bitmemişti.
Türkiye'yi zarar vermez gördükleri günlerde müsamaha gösteriyorlardı. Zira o günlerde IMF'leri ve her imkânlarıyla vesayet sahibiydiler. Şimdi yeniden I. Dünya şartlarındayız. 15 Temmuz'da İstiklâl Harbi başlamıştır. Haçlı dünyası, bunu görüp Papa riyasetinde ortak karara varabiliyor ama bizdeki bazıları hâlâ gafil. Bu mücadele yamalı bohça bir anayasa ile kör topal yapılamaz.
Sağlam millet, güçlü devlet, gevşemeyen siyasi kudret şarttır.
Anayasa, bunun çerçevesini çizmekte.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.