BUGÜNLERİN DÜNÜ

A -
A +
Bizi kendimiz olmaktan çıkarma emperyalist faaliyetleri, 3 Kasım 1839 Tanzimat hareketiyle başladı. Arkasında İngiliz politikası ve mason locası vardır. 1839-1876 arası İngiliz güdümlüdür. İttihad-ü Terakki, partileşmeden önce iki şehirde  yeraltı faaliyeti gösterir. Manastır ve Selanik. Manastır'dakiler İngiliz ekolünden, Selanik'tekiler Alman ekolündendir. Kendi içlerindeki mücadelede ikinciler hâkim duruma geçerler.
1908'e gelindiğinde bilhassa 31 Mart 1909'da tertip edilmiş ayaklanmayla bu topraklarda İttihad ve Terakki üzerinden Alman vesayeti kuruldu. 1908-1918 arası devlet, şeklen Osmanlı olsa da Siyonistler, masonlar ve Alman iradesi, sevk ve idareye hâkimdir. Bu gaspla devlet, Talat, Cemal ve Enver Paşa eliyle 10 yıl içinde tarih sahnesinden silinir hâle getirildi. Bu bir Alman mandasıydı.
İttihad ve Terakki yöneticilerinin 1918'de vatanı alevler içinde bırakıp kaçmalarından sonra bu defa Türkiye üzerinde Amerikan Mandası ve İngiliz Mandası rekabeti başladı. Devrin "İngiliz Muhibleri Cemiyeti" ve "Amerikan Muhibleri Cemiyeti"  içeriden devşirilen vesayet faaliyetleridir. I. Dünya Harbinden sonraki bu sipariş reçetelerden biri adı geçen bir devletin, diğeri de öbür devletin manda idaresi altına girmemizi yazmaktadır.
Harp sonrasında çöken Alman güdümünün yerini İngiliz kuşatması alır. Lozan, zafer değil, bir İngiliz vesayet vesikasıdır. Düvel-i Muazzama, Osmanlı Türkiyesi üzerinde alan kazanma yarışı yapmıştır. Yarışın mağlubu Almanlar, galibi İngilizlerdir. Erken Cumhuriyet rejiminde etkili bir İngiliz yönlendirmesi söz konusudur.
II. Dünya Harbi'nden sonra Birleşik Krallığın Cihan Devleti üstünlüğünü kaybetmesiyle sahne ABD'nin olur... Dünyada artık ABD ve SSCB diye iki yeni güç, NATO ve Varşova Paktı diye iki ittifak, CIA ve KGB diye iki yeni istihbarat ve Gladyo diye yeraltı silahlı bir kanat vardır.
Bunların her biri, müttefik devlette kendi ideolojisine göre insan unsuruna dayanacak veya istihbarat çalışmasıyla o unsuru yetiştirecektir. Bunun neticesindedir ki Türkiye'de sol örgütler ve FETÖ örgütü teşekkül etmiştir. 
Bu geçmiş seyirden haberdar olmadan daha sonra meydana gelen darbeleri ve iktisadi buhranları anlamak ve FETÖ darbe teşebbüsünü sağlıklı biçimde tahlil etmek mümkün değildir. Yirminci asır Türkiye tarihinde 1908-1918 İttihad-ü Terakki, 1923-1950 CHP dönemidir. Ufuklu bakıldığında 24 Temmuz 1908-3 Kasım 2002 arası esasen yine Tek Parti iktidarıdır. 1950'den itibaren ara ara sağcı partilerin işbaşında olması bu hakikati değiştirmez. 14 Mayıs 1950-3 Kasım 2002 arasındaki zaman yekpâre değildir, yekpâre bir fikriyat iktidarı da değildir.
Tek Parti Zihniyeti, Tanzimat, Jön Türk ve İttihad Terakki ve CHP şeklinde tarih sahnesinde görünmüştür. Bu zihniyet, 1923-50 arasında her şeye hâkim olarak yerli ve millî ne varsa köküne kibrit suyu döküp her değeri mahvetmiştir. Bugün yerli ve millî dediğimiz kadrolar, 1923-50 arası yoktur.
1950-60 arası her ne kadar DP ve Adnan Menderes işbaşındaysa da Reis-i Cumhur, Celal Bayar'dır. Celal Bayar, kendi sözleriyle sabittir ki dünya görüşü olarak Menderes'in CHP'ye karşı olduğu noktalarda CHP ile beraberdir. Halk, 1950-60 arasında Demokrat Parti'yi ikdidar yapmıştır. Ne var ki, halk medeni haklardan mahrumdur, sindirilmiş ve bastırılmıştır. Halk, yalnızca köylü, zenaatkâr küçük esnaf ve özünden koparılan askerdir. DP iktidarı günlerinde de sermaye, yargı, üniversite, matbuat Tek Parti Zihniyeti taraftarlarındadır. 27 Mayıs 1960, vesayetçi, mandacı emperyal devletlerle Tek Parti Zihniyeti'nin millet tercih ve iradesine karşı yaptığı ortak kanlı darbedir. Sonraki bütün darbe ve ekonomik krizler de böyledir.
27 Mayıs'la "Türk Baharı" noktalanmıştır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.