LAİKLİK

A -
A +
Yaprak kıpırdasa, daldan dala kuş uçsa laikliğin elden kaçacağını zannetmek sağlıklı bir duygu olmasa gerek. Böyle bir gerçek var ve nüfusun üstelik de okumuş-yazmış bir bölümü buna şartlandırılmış durumda.
Asırlara dayalı yerleşik düzenin zelzeleler ve onların ardçı sarsıntılarıyla bozulmasından sonra üst akıl sevk ve idareli toplum mühendisliğiyle önemli bir nüfus, belli kavramlarla silahlandırılarak yerli ve millî fikirlere sahip diğer vatandaş kitlelerine musallat edildi.
Toplum mühendislerinin ellere tutuşturdukları laiklik düşmanı, saltanatçı, irtica, mürteci, gerici... gibi kelimelerdi. Bunlar ve benzerleri anlamlarından koparılarak on yıllar boyu karşı tarafa insafsızca ateş edildi. Süleyman Demirel, mason locasından mason olmadığına dair muvazaalı bir yazı alarak Adalet Partisi'ne genel başkan seçildiği hâlde CHP genel başkanı İsmet İnönü, O'na "Saidi Nursi'nin halifesi" diye yükleniyordu. Bugün hukukun cinayette FETÖ dahlini araştırdığı Uğur Mumcu, katledildiğinde Bâb-ı âli Caddesi'nden vilâyete doğru akan yüzlerce üniversite talebesi bir ağızdan "kahrolsun şeriat!" diye haykırıyordu. Halbuki maktul belki de o saatlerde şeriatin hükümlerine göre yıkanmış, kefenlenmiş ve cenaze namazına durulmuştu. Bu topraklar adına acınacak bir hatıradır ki o nümayişin yapıldığı aynı yerlerde bir asır evvel de medrese talebesi "şeriat isterük!" diye bağırıyordu. 
31 Mart 1909 darbesinde, Tek Parti'nin bütün iktidarı boyunca ve 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, e-Muhtıra gibi bütün darbe ve darbe teşebbüslerinde o kelimelerle bu millete ve bu milletin imân, değer ve hayatına ateş edilmiştir. Laiklik, Kemalistlik, Atatürkçülük, ilke ve inkılaplar, ilericilik, çağdaşlık ve TCK 163. Maddesi mevzilerine sığınmış olarak kurşun yağdırıldı.
15 Temmuz darbe teşebbüsünde bile "yurtta sulh konseyi" adlı haydut  tayfasının TRT'den okuttuğu korsan bildirinin ana cümlelerinin İnönü'nün Menderes ve Demirel'e karşı yaptığı muhalefet konuşmalarından, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, e-Muhtıra ve o dönemler birçok MGK bildirisinden, Fahri S. Korutürk ve A. Necdet Sezer'in bayram nutuklarından çok da fazla farkı yoktur.
31 Mart 1909 hain darbesinden 15 Temmuz 2016 hain darbe teşebbüsüne kadar millete rağmen tedavülde tutulan bu hınç dolu, kaypak ve ikiyüzlü kelimeler, artık dünde kalmalı. Bırakınız o kelime ve mefhumlarla onların etrafında dönmüş sosyal, siyasi hadiseleri araştırmacılar, tarihçiler, mütefekkirler incelesin oralardan bugünlere ve yarınlara dersler çıkartsınlar.
Vatandaşa inancına göre nikâh yapabilme hakkını vermek, insan haklarına saygı gereğidir. O hak, geç kalmış  olarak bugün verilmektedir. Üstelik mecburiyet değildir, isteyen çift kullanacaktır. Din dersleri de aynı şekilde seçmeli olabilir. İsteyen din dersi almasın, almak isteyene de layıkıyla öğretilsin. Belediye reislerinden başka müftülerin de nikâh akdedebilmelerinden laikliğin elden gittiğini çıkartmak ya art niyetli bir iddiadır veya koyu bir cehalettir. 1937'de getirilen Mahmud Esad Bozkurt laikliği, 2017'de hâlâ yok olma tehlikesi taşıyorsa orada doku uyuşmazlığına dair bir arıza var demektir.
CHP'nin parti olarak veya CHP'li vekil yahut kalem sahiplerinin aynı zamanda toplum barışına hizmet edecek olan nikâh muamelesindeki bu açılıma laiklik kurşunlarıyla taarruz etmeleri, CHP tarihinden hiçbir ders çıkartılmadığı mânâsına gelir. Fatih'in vakıf şartnamesine  aykırı olarak Ayasofya'yı namazdan mahrûm bırakmak, ezanı 18 sene boyunca tutsak etmek CHP'ye kaç seçim kazandırdı? Ezanı DP iktidarı tutsaklıktan kurtardı. Nikâhı da AK Parti iktidarı tutsaklıktan kurtarıyor.
Halbuki; CHP, devrin kurgulanmış Aczmendileri olan Ticaniler'in hükûmeti zora sokan büst ve heykel kırma taşkınlıklarına karşı DP'nin mevzuata dahil ettiği "Atatürk’ü koruma kanunu"nu "ne münasebet! Koruma ne demek! Dünyada örneği var mı?" diyerek kurucu genel başkanlarını gereksiz bir zırhın ağırlığından kurtaramıyor. Nerede CHP'lilerde bunu açıkça ifade edecek cesaret?
Belli kelimelerle külfetsiz hücum kolaylığı varken niçin ellerini sıcak sudan soğuk suya soksunlar? Köprülerin altından çok sular aktığı, devrin çok değiştiği tek tip düşünenlere anlatılmalıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.