VAR OLMA ŞUURU

A -
A +
1-DİN ŞUURU:
İslâm diniyle yerkürenin neresinde olursa olsun ümmetin her ferdinin bugün yeniden hizmetçisi ve koruyucusu olma yüksek şerefine kavuşma yolunda olan Türk milletiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sürekli şekilde var olması, varlığını devam ettirebilmesi, Cihan Devleti çapına ermesi, Kızılelma'ya ulaşabilmesi 5 temel şuur şartına bağlıdır:
-Din şuuru, 
-Tarih şuuru,
-Dil şuuru,
-Medeniyet şuuru,
-Büyük devlet olma şuuru...
Kaleme aldığımız bu tez, ancak "şuur" kelimesiyle ifade edilebilir. Onun yerine başka bir kelimeyi ikameye teşebbüs millî şuura aykırılık olur...
Din Şuuru:
Din, İslâmdır yani Müslümanlıktır. Yüce Allah, Âli imran sûresi  19. âyet-i kerimesinde "inneddîne indallah'il İslâm" diye kendi katında dinin İslam olduğunu ifade buyurmaktadır.
Bize lâzım olan, bizi ayakta tutacak olan itikad veya amel olarak yahut her ikisi birden bozulmuş bozuk bir yol değil, ecdadımızın 15 asırdır inanıp yaşadığı ehli sünnet ve'l cemaat yoludur.
Ehli sünnet ve'l cemaat inancına göre:
Allahü teâlâ, ezelî ve ebedîdir.
Son ve en üstün nebî olan Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- haktır ve doğrudur. Bütün Peygamberler, haktır ve doğrudur. Allâhü teâlâdan Cebrail aleyhisselâm vasıtasıyla Peygamberimize ne vahyedilmiş ve Peygamber Efendimiz de  insanlığa ne tebliğ buyurmuş, ne demiş ve ilâhî kelâmı nasıl tefsir etmişlerse hepsi mutlak şekilde haktır ve doğrudur.
Kıyamet, ölümden sonra diriliş, hesap, cennet ve cehennem haktır ve doğrudur. İmânın 6 şartı, İslâmın 5 şartı haktır ve doğrudur. 4 Büyük Halife Hazreti Ebu Bekr, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali'nin hilafetlerine ve büyüklüklerine bu sırayla inanmak haktır ve doğrudur.
Peygamberimizin ehli beytini sevmek haktır ve doğrudur.
Eshab-ı kiramın hepsini sevmek, sonraki Müslümanlardan üstün olduklarına inanmak haktır ve doğrudur. Tabiînin ve teb'e-i tabiînin sahabeleri takip eden üstünler olduğuna inanmak haktır ve doğrudur.
İslâmın 4 esas dayanağı olan edille-i şer'iyye yani Kitab, Sünnet, İcma-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha haktır ve doğrudur.
İmam-ı Maturidi ve İmam-ı Eş'ari Hazretlerinin tesbit ettikleri itikaddaki mezhebimiz ehl-i sünnet ve'l cemaat yolu haktır ve doğrudur. İmam-ı âzâm, İmam-ı Şâfiî, İmam-ı Malik ve İmam-ı Hanbel hazretlerinin tesis ettikleri amelde 4 mezhebimiz haktır ve doğrudur. 
İslâmiyetin, tasavvuf  yoluyla mü'minde kalbî ve vicdânî muhabbet hayatına dönüştüğü vilayet yani evliyalık ve onların tecelli ettiği dergâh terbiyesi haktır ve doğrudur.    
Sevgili Peygamberimiz, 4 Büyük Halife, Eshabı kiram, tabiîn, teb'e i tâbiîn, itikadda ve amelde mezheb imamlarımız, medrese ulusu İslâm âlimleri ve dergâh ulusu mürşid-i kamillerden intikal eden dinimiz İslâmın amentü ve fıkıh uygulamasını daha sonra İslam devletleri, milyonlarca şehîd ve gazi verme pahasına ona ziyan verecek haçlı taarruzları gibi saldırılarla imân ve itikadı bozucu her türlü söz, yazı, fitneye karşı var güçleriyle mücadele etmişlerdir.
İlk vahyin indiği ândan itibaren yol, çerçeve, imân kısaca naklettiğimiz düsturlardır.
Kur'an ve Hadisten başka bir şey tanımamak hatta Kur'andan başka bir kaynak tanımamak, doğrudan Kur'an-ı kerîmden ilham alma sözleri ehli sünneti terk etmektir. İbni Teymiyye, Cemaleddini Efgani, Abduh, Reşid Rıza, Musa Carullah, Hamidullah, onların içerideki mümessilleri, Şia, Vehhabilik, Seyyid Kutup gibi sosyologlar ve nihayet Fetullah Gülen yazı, inanış ve çalışmalarıyla işaret ettiğimiz çerçevenin dışındadırlar.
Milletimizin öteden beri inanıp yaşadığı imân ve amelinin bozulması, tükenişe doğru geri sayma demek olur. Tarihte İslâmın en büyük hizmetkâr ve müdafileri Eshabı kiramdan sonra Osmanoğullarıdır. Son halife Vahideddin Hân'ın son neşrettiği beyânnamede de zikredildiği gibi Osmanlı devletinin tam ismi "Devlet-i aliyye-i Osmaniyye-i Muhammediyye"dir. 
Bugün Türkiye'yi yönetenlerin bu mevzuda uykuları kaçsa yeridir.
FETÖ sapıklığından kurtulmaya çalışırken bir başka sapıklığa yakayı kaptırmamalıdır. Devlet, Hükûmet, Millî Eğitim ve Diyanet, bu milletin evlâtlarının mezhepsizlik, dinde reformculuk, selefilik gibi Müslümanları içten bozan akımlara yakalanma tehlikesine karşı azami dikkati göstermelidir.
Milletimizin ve elbette ümmetimizin, bir çoğunun arkasında İngiliz, Yahudi ve masonların olduğu ehli sünnet dışı cereyanlara ihtiyacı yoktur. Türkler, Müslüman olduktan sonra İslamın temsil bayrağını taşıma şânına kavuşmuş ve daima ana cadde olan ehli sünnet ve'l cemaat yolunda yürümüşlerdir. Son bir buçuk asırdaki Avrupaî sapmalar yüzünden ana caddeden çıkmaktır ki milletimizin de ümmetimizin de başına felaketler getirdi. 15 Temmuz darbe teşebbüsü onların sonuncusudur.
Bugün dinde reform, mezhepsizlik, inanç bozukluğuna imkân hatası verme ileride başka felaketlere yol açar. Devlet, millet ve ümmet olarak var olmamız, Kızılelmaya yürümemiz, ecdadımızı Cihan devleti yapan ehli sünnet ve'l cemaat yoluna sadakat göstermemizle mümkündür.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.