OSMANLI TOKADI

A -
A +
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün "Vefatının 14. Yılında Aliya İzzetbegoviç'i Anma Programı"nda konuştu.
Külliye Kongre Merkezi'ndeki bu konuşma iki kısımdı:
Birinci kısımda bir dâvâ adamı olarak Aliya İzzetbegoviç'in çok yönlü şahsiyetini tasvir etti.
İkinci kısımdaysa "zulmeden batı"yla hesaplaştı. Evet; doğrudur; bu konuşma bir hesaplaşmadır, zulmü yüze çarpmadır.
Haberciler, zaman zaman doğru sözle sert sözü karıştırmaktalar. "Haksızlık karşısında, susan dilsiz şeytandır" diyen bir derin medeniyet kültüründen beslenmiş bir devlet adamı, susulmayacak yerde susmaz. Külliye'deki konuşma, haksızlık karşısında haykıran bir liderin ifadeleridir. Denilenler, tarihe geçecek çaptadır. Bu konuşmada göz budaktan, söz dudaktan esirgenmemiştir. Böylece aynı zamanda merhum Aliya İzzetbegoviç'in "dik dur!" vasiyeti de yerine gelmiş oldu. Dünkü konuşma, topyekûn Batı'ya ayna tutmadır.  
Zaman zaman "acaba Tayyip Bey'den sonra o kürsü dolar mı?" diyor ve fakat sonra da "yarının sahibi var" diye teselli buluyoruz. Bizi bilen bilir. Güne göre, hatıra binaen konuşmaz ve yazmayız. Sn. Cumhurbaşkanı bu takdirleri hak etmektedir. Bu itibarla diyoruz ki 2019'a, oradan 2023'e giden yolda küçük parti hesapları, politik çıkarlar vs. bir tarafa bırakılmalıdır. Nifak ve  fitneye karşı uyanık olmak şarttır. İş yine milletimize düşmektedir. Asil milletimiz, dehşetli bir mücadele içinde olan liderleri Recep Tayyip Erdoğan etrafında kenetlenmelidir.
Şu yiğit konuşmadaki sözler, Türkiye Cumhurbaşkanının ne denli cesur ve imânlı bir dâvâ ve gönül adamı olduğunu tek başına ortaya koymaya yeter çaptadır:
-Avrupa, Bosna'da ölmüş, Suriye'de gömülmüştür. Sahile vuran mâsum çocuk bedenleri, Batı medeniyetinin mezar taşlarıdır. Son 7 yılda eski Avrupa değerleri, bizzat bu değerlerin sahipleri tarafından itibarsız hâle getirilerek tek tek yok edilmiştir.
-İnsan hakları, demokrasi, millet iradesi ve hürriyetler, dün Boşnaklara çok görülüyordu. Bugün de Suriyelilere, Filistinlilere, Libyalılara lüks görülüyor.
-Mazlûmlar ve zalimler değişse de zulmü tribünden seyredenler değişmedi, değişmiyor.
-Avrupalı liderlerden Türkiye'yi hedef almayı bir tarafa bırakıp, artık aklıselime dönmelerini bekliyoruz. Yabancı düşmanlığını tırmandırmak, hiç kimseye bir fayda sağlamaz. İslâm karşıtlığı üzerinden iktidar hayali kurmak kimseyi bir yere taşımaz.
-Türkiye'siz bir Avrupa'nın varacağı yer yalnızlıktır, çaresizliktir, iç çekişmelerdir. Türkiye, Avrupa'ya muhtaç değildir. Asıl muhtaç durumda olan Avrupa'dır. Giderek kronikleşen dertlerinin reçetesi Türkiye'dir, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğidir.
-Türkiye'ye gelecek olan vatandaşımın üzerini köpeğe arattırıyorlar. Niye? Çünkü bunların, cibilliyetinde bu var ama bir Müslüman'da bu olamaz çünkü; Müslüman zulmetmez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.