2018 HAZIRLIK, 2019 HASAD YILI

A -
A +
E-Muhtıra sonrası 28 Nisan 2007, yerli  ve cesur duruş adına bir dönüm noktasıdır. Bu yeni dönem, aslında bir asırdır susmuş bir saatin ilk tik-taklarıydı. Ancak iyi saatte olsunlar, kendilerine rağmen işbaşında olan kadrolara tahammül edemiyordu. Bu sebeple 2013'ün 28 Mayısında bir aya yakın süren Gezi İsyanı'nı tertiplediler. Ünlü yabancı tv'ler daha isyan başlamadan evvel muhabirlerini İstanbul'a yollamış, naklen yayın araçları kiralayarak Taksim'de pusuya yatmışlardı. İsyanla ülkenin birçok ili ateşe verildi ama bastırıldı. Türkiye'nin ve Türkiye liderliğinde ümmetin uyanışından ürkenler, bu defa 2013 yılı 17/25 Aralık'ında Adliye Darbesini devreye soktular. Rüşvet iddiasını paravan yapmışlardı. Bu hain teşebbüs de bastırıldı. 2014, bir önceki yılın iç ve dış rüzgârlarıyla hayli dalgalandı. 2015 seçim yılıydı. 7 Haziran 2015'te Genel Seçimler yapıldı. AK Parti yüzde 41'leri yakalasa da tek başına iktidar olamıyordu. Aylar koalisyon tartışmalarıyla harcandı. Nihayet 1 Kasım 2015'te seçimler yeniledi. İktidar, seçimden yüzde 50'ye yakın bir oyla zaferle çıktı. Bu arada Suriye'de iç harp devam ediyor, hudutlarımızdan saldırıya uğruyorduk. DEAŞ diye bir vekâlet savaşçısı örgüt dehşet saçıyordu. Bölücü örgüt daha da azmış, Suriye üzerinden  Büyük Kürdistan hayalleri görüyordu. Bir de üstüne üstlük Rus uçağının düşürülmesi hadisesi yaşadık. Gezi isyanı, 17/25 Aralık başarısız olmuştu. PKK ve DEAŞ bekleneni yapamamıştı. Türkiye, bütün tahriklere rağmen Suriye'de sıcak savaşa girmemiş, Esad'ı, gidip Şam'daki sarayında vurma oyununa gelmemişti. Rus uçağının düşürülme tezgâhıyla Türk-Rus Harbi yani 1293/1877 korkunç faciası tekrar etmemişti. Bunlarla netice alamayınca bu defa 15 Temmuz'u 16Temmuz'a bağlayan gece FETÖ örgütü eliyle Haçlı destekli olarak tanklı, toplu, jetli, füzeli bir Cunta Darbesi'ne teşebbüs ettiler. İsmi malum ve meşhur olan yabancı istihbarat teşkilatları  FETÖ hainleriyle aylar süren çalışmalar yapmıştı.   Bu da boşa çıktı. Millet, darbeci hainler karşısında Sultan Abdülaziz'e, Sultan Abdülhamid'e Adnan Menderes'e, Necmettin Erbakan'a sahip çıkamamıştı. Bu defa Recep Tayyip Erdoğan'ı onlara vermedi. Osmanlı Sultanları da  Bedir Yiğitleri gibi korku hissine yabancıdır. Müşahede ve kanaatimiz o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu yüksek hasletten nasipdardır. O gece Muğla'dan Yeşilköy'e uçtu ve milletiyle kucaklaşma cesaretini gösterdi. En sonunda New York'taki Sarraf Tiyatrosuna bel bağlamışlardı; o da  çöktü. Bütün bu şer hareketlere rağmen kalkınmalar durmadı. Yollar, köprüler açılmaya devam etti. Borsa gerilemedi. Dış ve iç gezilerle ziyaretçi gelişleri hız kesmedi. Olağanüstü yatırımlar sıradanlaştı. Turist sayısı artmayı sürdürdü. Millî Savunma Sanayimiz tarih yazdı. Rusya ile ilişkiler hiç olmadığı kadar düzeldi. İİT, ilk defa bir iş yaptı ama tam yaptı. İİT Dönem Başkanı Sn. Erdoğan'ın dâvetiyle İstanbul'da toplanan Müslüman ülkeler, Filistin'i devlet, Doğu Kudüs'ü de Filistin'in başkenti olarak tanıdılar. Dahası hemen ardından toplanan BM, ABD ve izindeki gûya birkaç devlete rağmen İİT'nin kararını tescil etti. 2017 itibariyle manzara şudur: BİST, yılı  zirvelerin zirvesi bir yerde kapatmıştır. İstanbul Boğazı'nda 3 asma köprü vardır. Marmaray, Asya ve Avrupa'yı Boğaz'ın altından birleştirmiştir. Avrasya Tüneli ile  iki kıta bir kere daha kavuşmuştur. Türkiye'nin İslâm âlemi ve dünyada itibarı gıpta edilen bir mevkidedir. ABD, zirve oyunbazlığından vazgeçmeye mecbur kalmıştır. Yabancı sermaye, yatırım ve turist akışı devam etmektedir. Neredeyse her vatandaş ev sahibi olabilmektedir.  3. Hava Limanı, 3 katlı Tünel,  yerli otomobil gibi yatırımlar işe başlamak için gün saymaktadır. Kısacası; şer güçler, Türkiye'nin yolunu kesememiş ve ümmetin ümidini söndürememişlerdir. Ne var ki o şer güçler, her vesileyi kullanmaktalar. Son tutunmak istedikleri 15 Temmuz Sivillerini Koruma Kararnamesidir.  Evet, 121. maddede süre tayini olması, ağızlara sakız vermemek itibariyle iyi olurdu ama bu, telafisi her zaman mümkün bir husustur. Kaldı ki niyetin ne olduğu da açık  sarihtir. Buna rağmen birtakım üst seviyede devlet hizmeti vermiş AK Partililerin bunu sosyal medya yoluyla tenkid mevzuu yapmaları, farkında olmalılar ki bir oyuna gelmedir. Türkiye, iki asır sonra beyaz kısrakların özlenen koşusundadır. Bu koşuyu engellemek isteyenlere alet olmak yanlışların yanlışıdır. O kadar iç ve dış gaileye rağmen şu kadar hizmet hayat buldu. Onlar olmasaydı kim bilir nerelerdeydik? Belki  de 2023 hedefini en az 5 yıl önce gerçekleştirebilirdik. 2017 bir muhasebe yılı oldu. 2018 hazırlıktır. 2019 ise hasad yılı. Hiçbir şeyi tesadüfe bırakmamak gerekir. Devlet Bahçeli gibi aklıselim sahibi bir insan ve MHP gibi "önce  Türkiye" diyen bir parti varken uyum kanunları, baraj, dar bölge, Cumhur İttifakı ve benzeri konularda kılı kırk yarmalı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.