​SİYASETTE TEKLİF VE TENKİT

A -
A +
Türkiye, yeni yılda siyasete hızlı bir şekilde girdi. Devlet Bahçeli’nin hafta başında medyanın Ankara temsilcileriyle yaptığı kahvaltılı basın toplantısındaki konuşmasında 3 Kasım 2019 seçimlerinde MHP olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklaması, gündemin zirvesine oturdu.
Bu söz konuşulmaktayken Sn. Bahçeli, salı günkü grup toplantısında ‘’desteğimiz, 3 Kasım seçimiyle sınırlı kalmayacak, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Etme Sistemi tam otursun diye sonraki 5 yılda da destek vermeye devam edeceğiz’’ dedi. Gündem bir kere daha alevlendi. Salı öğlen saatlerinde de AK Parti’nin grup toplantısı vardı. Bu toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Cumhurbaşkanlığı için verdiği destekten dolayı Sn. Devlet Bahçeli’ye şahsım, partim ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum’’ dedi. Kelimeler, özenle seçilmişti ve samimiyetle dile getiriliyordu. Asıl haberse toplantı sonrasında çıktı. Devlet Bahçeli, hafta başındaki konuşmasında Sn. Erdoğan’ı imâ ederek davet gelmesi hâlinde milletvekilliği seçimiyle alakalı Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanına destek ve ilgili mevzuatı yani seçim kanunu, partiler kanunu ve uyum kanunlarını görüşebileceklerini dile getirmişti. AK Parti meclis grubu toplantısından sonra haberciler, bu dâveti Sn. Erdoğan’a sordular:
-Davet ettim, cevap bekliyorum, dedi. 
Bu cevap bir kere daha gündemi silkeledi. Akşamüstü de randevunun yeri ve günü belli oldu. Çarşamba 16.00’da Külliye’de buluşacaklardı. Bu sebeple dün dikkatler, bu görüşmeye kilitlenmişti.
Şu yazdıklarımız, bilinen bir keyfiyetken onları neden tekrar ediyoruz?
Bir gerçeğe dikkat çekmek için:
Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli, rakipleri karşısında âdeta tek kale oynamaktalar.
Bu iki lider gündem olacak iş, icraat, fikir ve projeler ortaya koyarken muhalefet ortalarda yoktur. HDP zaten silindi gitti. Bundan böyle bu partinin bir varlık ifade etmesi mümkün değil. Türkiye partisi olma iddiasından çukura kadar geriledi.
Geriye CHP kalmakta:
CHP ise Türkiye doğrularını, duracağı yeri, söyleyeceği sözü, millî ve yerli olmayı, kiminle yol arkadaşlığı yapacağını, kimin inandırıcı ve kamuoyunu ikna edecek şekilde parti sözcülüğü yapacağını bilemiyor. Bu parti, şu günlerde iki şeyle meşgul. Biri il ve ilçe kongrelerindeki kavga-dövüş ve saldırganlıklar. Diğeri de Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin dediklerine veya yaptıklarına ucuz kahvehane ağzı, bayat ve ödünç sözlerle cevap verme ve bunu da siyaset yapma zannı.
Bakınız, BTC/Büyük Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, “terör örgütleriyle mücadelemiz, Çanakkale’den, Sarıkamış’tan ve Medine Müdafaası’ndan farksız’’ diyor. Bu üretilmiş bir hayal değil, bir tehlikeye dikkat çekmedir. Hem Cumhurbaşkanı ve hem de MHP Genel Başkanı, New York’ta Rıza Sarraf hakkında açılıp Hakan Atilla aleyhine döndürülen tertip davanın 15 Temmuz darbe teşebbüsünün devamı olduğunu söylüyorlar. Bu gerçeği görmek için devlette veya siyasette bir isim olmaya da gerek yok. Defalarca yazıldı ve konuşuldu.
15 Temmuz, hem darbe teşebbüsü ve hem de haçlı işgali saldırısıydı. Türkiye, bugün bir Kurtuluş Savaşı’ndadır. II. Kurtuluş Harbi’ni vermekteyiz. Karşımızda yine 7 düvel ve bu defa bir de onların taşeron örgütleri var.
Vaziyet böylesine hayat-memat/ölüm-kalım mes’elesiyken CHP’nin istikbalimiz adına bir teklif ve fikir üretemeyip günü geçmiş politik söylemlerle politika yapması sadece zaman israfına yol açmaktadır.
Türkiye, haçlı taarruzlarına rağmen kalkınmakta. Dünya Bankası bile 2017 için yüzde 6 kalkınmayı beklediğini açıklamak zorunda kaldı. Büyüme devam etmekte, terörün kökü kazınmakta, İİT işletilmekte, BM’de sonuç alınmaktadır. Ülke, gelecek yıl sonunda parlamenter sistemi bırakıp Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçecektir. Bunlar yaşanırken ve yaşanacakken CHP’nin bir teklifini, projesini yeni bir fikrini gören, duyan işiten var mı? Biz de Yenikapı Ruhu’na bağlıyız dedi mi? ‘’Patron Çıldırdı!’’ gibi işportacı ağzıyla konuşma, tenkit zannediliyor.
Seçimlerde görülecektir. MHP, bu seviyeli ve sorumlu siyasetiyle daha fazla oy alacak, daha fazla milletvekili çıkartacak ve yeni sistemde icranın bir parçası olacaktır.
‘’Ana Muhalefet Partisi’’ yani ikinci en sorumlu parti, bir türlü Tek Parti, zihniyet ve günlerinden kurtulamadı. Kitle partisiyle hizip partisi olma arasında savrulmakta.
CHP sözcülerinin MHP Genel Başkanı’na isnat ettikleri “patron partiye kilit vurdu’’ sözü esas ana muhalefet partisi için mevzubahis. CHP, 2023’ten sonraya vâkıf olarak çıkarsa sevinsin.
Hep konuşma,
Hep tenkit etme.
Biraz da iğneyi kendine batır.
Biraz da fikir üret, teklif getir ortaya proje koy.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.