AFRİN, BÜYÜK BİR MİLLÎ DAVANIN GEÇİT NOKTASIDIR

A -
A +
İlker Başbuğ, itidalli bir insan olmak hasebiyle hiç de yeri, zamanı ve sebebi yokken “Afrin siyasete alet edilmemeli!” dedi.
“Tut kelin perçeminden” hicvi, böylesi münasebetsizlikler için olsa gerek...
Mehmetcik, emniyet, istihbarat, jandarma, güvenlik korucuları, Suriye Kuvayı Millîyesi'nin her biri, kendi sorumluluk sahasında, havada ve karada destanlar yazarken...
Afrin düştü düşecekken...
Jandarma Özel Kuvvetlerimizle, Polis Özel Kuvvetlerimiz şehre girme hazırlığındayken...
Devlet, başta ABD olmak üzere 7 Düvele, Vahşi Batı'ya, siyon ve haçlı dünyası ittifakına karşı dişe-diş bir mücadele verirken Sn. Başbuğ’un bu konuşması, karşı taraftakiler için hazır malzemedir.
Kötü zamanlama ancak bu kadar olur?
Bunu sıradan bir politikacı söyleseydi üzerinde durulmazdı. Bazı CHP’lilerden başka PKK’nın TBMM’ne sızmış mensupları da kırk türlüsünü söylüyorlar. Nitekim HDP Eş Genel Başkanı bir bayan da iki gün önce “yoldaşlar..” diye söze başlamış ve Afrin halkını direnişe çağırmıştı. Daha evvel de aynı partiden eski bir belediye başkanı, Türkiye Kürtlerini isyana çağırmıştı ama kimse metelik vermedi. Afrinli Kürtler, direniş değil, imkân bulsalar Mehmetciğe davetiye yollayacaklar. Çünkü zulümden kurtulmaktalar.
Onlar ve benzerlerinin ne dedikleri önemli değil. Zaten başkası da beklenmiyor.
Tekrar etmemek mümkün değil:
Cumhurbaşkanından ilgili bakanlara kadar hey’etlerimiz, masaya oturacakken, Mehmetcik Afrin’de kritik eşikteyken bir eski genelkurmay başkanının bu şekilde konuşması büyük bir talihsizlik olduğu kadar aynı zamanda kendini yıpratması ve tartışmaya açmasıdır. Mevzubahis zat, eğet 2019 seçimleri için CHP tabanına yatırım yapma niyetindeyse o taban da bu mes’elede kayda değer çoğunluğuyla millî duruş içindedir.
Mehmetcik, cephede canını dişine takmış ölürken ve öldürürken böylesi kem sözlerin sarf edilmesinin sırta saplanan bıçaktan farkı kalmaz.
İlker Başbuğ Paşa, acilen özür dilemeli ve dediklerini düzeltmelidir.
Afrin’in beka istikbalimizde büyük bir millî davanın geçit noktası olduğunu idrak edemeyen her akıl sahibine yazıklar olsun.
1984’te ilk PKK katliamları yaşandığında bazı sığ politikacılar gibi devrin genelkurmay başkanları da “3-5 çapulcu” diyordu. Bu sözü uzunca süre dillerinden düşürmediler.
O hâlde devlet, terörle mücadele için kendilerine her türlü imkânı verdiği hâlde genelkurmay başkanları, 3-5 çapulcuyu neden bertaraf etmeyip böylesine azmanlaşarak başa dert olmasına yol açtılar?
O günden bugüne gelmiş-geçmiş yetkililer ve bu paşalar, hesap vermelidir!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.