KİN VE ŞUUR!

A -
A +
Şu söze dikkat etmeli.
Deniyor ki:
-Cuma namazında 50 insanı katledip, birçok insanı da ağır yaralayan Hristiyan kökten dinci terörist Brenton Tarrant ve arkadaşı diğer örgüt mensupları, Yeni Zelanda'yı bilhassa seçtiler. Çünkü burası Asya’nın en doğusundadır. Şarkın başlangıcıdır. Namaz vakti, evvela burada girer. Arz ve sema, en önce buradan yükselen Ezan-ı Muhammedîyle güne uyanırlar. Sabah namazı ilkin burada, cuma namazları yine ilkin burada eda edilir...
Bu söze nazaran azılı İslam düşmanı teröristler, Yeni Zelanda’yı seçerken “Ezanı susturacak, güneşin doğduğu maşrıktan, battığı mağribe kadar yeryüzünde Müslümanları cezalandıracağız!” mesajını vermek istemişlerdir.
İdeolojik yobazlıkları budur. Nitekim, yakalanmış olan cani, Avustralyalıdır; pekâlâ tasarladığı cinayeti kendi memleketinde yapabilecekken Yeni Zelanda’yı seçmiştir...
“Bir musibet, bin nasihatten evladır” atalar deyişini burada da hatırlamak gerekir. Hatırlamak ve mevzubahis elim vak’aya bir de bu zaviyeden bakmak gerekir. İsrail polisini örnek almışçasına cami basıp ibadetinde olan masumları katleden bu canilerden şimdilik yalnızca biri yakalanmıştır. Adı malum 28 yaşındaki bu hınzırın davasına hizmet için yaptıklarını iyi tahlil etmeli. Davasına öylesine sadakatle bağlı ve doğru iş yaptığına şeksiz ve şüphesiz öylesine inanmıştır ki cinayet hazırlığından polisteki ifadesine kadar son derecede soğukkanlı olduğu görülmektedir. En son yaptığı, görevlendirilen avukatı reddetmek oldu. Kendi ifadesiyle sabittir ki bu cinayeti kuvveden fiile çıkarmak için iki yıldan beri çalışmaktaymış.
Bu iki sene içinde yani henüz 26 yaşındayken hemen bütün Osmanlı mülkünü dolaşarak Müslümanların Haçlılara karşı yaptığı muharebelerin kayıtlarını çıkartmış. Osmanlı tarihi üzerine çalışmış. 2016’da İstanbul’a iki kere gelip 47 gün kaldığı ve 2017’de “Avrupa-i Osmani”yi ve  ardından da Kuzey Afrika’yla Pakistan gibi bazı Müslüman memleketlere gittiği tesbit edilmiş bulunuyor.
Son olarak İsrail’e gidip burada da 9 gün kaldığı ortaya çıktı. Zaten bu teröristlerin maddi ve fikrî arka planlarında Siyon-Neocon desteği ve onların ülkelerinin istihbarat talimi olduğu okunuyor. Bir veya birkaç terörist, on milyonlarca km2 toprakları otostopla dolaşmadığına göre yemliklerine arpa konduğu açıktır.
Brenton Tarrant adlı insanlığın yüz karası teröristin İsrail’de kimlerle ne konuştuğunu ortaya çıkartmalı. Ayrıca Mısır’ın darbe lideri Sisi veya adamlarıyla buluşup buluşmadığı da araştırılmalıdır. Buluşma ihtimali, buluşmama ihtimalinden yüksektir. Zira Kavalalılardan beri birçok politik kötülük ve dinde reform maksatlı itikat bozukluğu, zehirli rüzgârlarla Mısır’dan İstanbul’a esmiş ve çöl yağmuru gibi yağmıştır...
Anlaşılan o ki ismi “Yer Değiştirme” veya başka bir şey olan İslam düşmanı bir Haçlı örgütü, kendileri için istidat vadeden gençleri alarak erken yaşta verdiği eğitimle beyinlerini yıkayıp sonra da sahaya salmaktadır. Bu örgütün de bulunup dağıtılması şarttır.
Bu terörist katiller böylece düşmanları hakkında donanımlı hâle gelmişlerdir. Endülüs’ten Osmanlıya kadar birçok malumata vâkıflar. 732’yi de, Murâd-ı Hüdavendigâr’ı da, O’nu şehid eden Sırp’ı da, 1389’u da, Kosova’yı da, 1683 ve Viyana’yı da biliyorlar.
İstanbul’un en işlek caddelerinde veya üniversitelerimizin önünde gençlere mikrofon uzatıp da Brenton Tarrant haininin bir hınç olarak silahına yazdığı bu bilgiler kendilerine sorulsa acaba kaç Türk genci onları bilir?
Saklamaya hiç gerek yok.
Çok azının bileceği nettir.
Acı hakikat bu olunca “1071 işgaldir!”, “Zulüm 1453’te başladı”, “Sizin ezanınızı dinlemeye mecbur muyuz?” diyenlerle internet sitesine “Cuma günü Türkiye’ye gelip bizdeki camileri de temizleyin” diye yazanların çoğalması kaçınılmazdır. Ana muhalefet partisi başkanının “İslam dünyasından kaynaklanan terör, bütün dünyada farklı yorumlara yol açtı!” diye abes ötesi bir konuşma yapması ise işin cabasıdır.
Düşman, kinini bilerken bizde idrakimizin teminatı millî şuur, günden güne zayıflıyor.
Top, pop ve sosyal medya yolları kapamaktadır. Onun için maddi iktidar olmanın yanı sıra ve ondan önce fikrî iktidar olmalı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.