TABELADA ARAPÇA DÜŞMANLIĞI, KİMİN İŞGÜZARLIĞI?

A -
A +
1980 ortalarında ANAP iktidarı dönemiydi. O güne kadar ülkemize gelen turist sayısı çok düşüktü. Batılı turistler az, Arap turistler ise neredeyse yoktu. Arap turistlerin, Yunanistan, Fransa ve İspanya gibi memleketlere gidip bize gelmemelerini kardeşliğe de Müslümanlığa da sığdıramayarak ayıplıyorduk. Nihayet Başbakan Turgut Özal’ın Orta Doğu’yla kurduğu sevgi köprüleri sebebiyle Arap turistler, akın akın gelmeye başladılar. Ruslarla bavul ticareti ve Arapların turistik ziyaretleri aynı vakitlere denk düştü. Esnafın yüzü gülüyor, turizm adlı sektör fark ediliyor, otel, yatak, garson, yemek gibi kavramlar mânâsını buluyordu. Araplar, ailece ve kalabalık geliyor ve Batılı turistler gibi günü iki tostla geçirmeyip avuç avuç para harcıyorlardı… O günlerde esnaf, Laleli gibi semtlerde daha çok turist çekmek için karton kâğıtlara yazılar yazıp dükkânların önüne asmaya başladılar. Bunu gören aklıevvel bazı gazeteler, vahim bir cinayeti haber yaparcasına yaygaralı manşetler attılar. Söylenen ve söylenmeyen şuydu: -Laiklik gitmiş, harf inkılabı bitmiş, gericilik gelmiş, pis Araplar her tarafı istila etmişti. Bu medya işbilmezliği yaşanırken başka yüz kızartıcı hâller de sökün etti. Arap turistler, üç günlüğüne gelmiyorlardı. Mevsimlik veya uzun süreli ziyaret yaptıkları için ev kiralıyorlardı. Ayrıca taksi ile dolaşmaktaydılar. Bu durum, maalesef suistimal edildi. Bazı helal-haram umursamaz emlakçılar, aylığı bin lira olan yeri 3-5 katına kiraya verdiler. Bir kısım cahil taksiciler 15 liralık mesafeden 150 lira aldılar. Araplar da akılsız değil herhâlde! Bir zaman sonra hem o haberleri gördüler, hem evlerin fahiş fiyatlarını fark ettiler ve hem taksicilerin hilelerini anladılar, hem de kendilerine “pis” dendiğini işittiler. Bunun üzerine tası-tarağı toplayıp şehirlerimizi terk ettiler. Bunu yapanlar, bin pişmandı ama iş işten geçmişti. Siftahsız kalmışlardı. Arap turistler, Yalova Termal’e gelen bir avuç insan hariç 15 yıl kadar bir daha Türkiye’ye gelmediler. Tâ 2002’de AK Parti iktidar olana kadar vaziyet böyle devam etti… Bu iktidarla birlikte Arap turistler, tekrar akmaya başladı. Bugün Karadeniz yayla ve şehirleri Arap ailelerle dolu. İstanbul’daki AVM’lerin bir numaralı müşterisi Araplar. Eğer şu ân Arap turistler çekilse, Türkiye turizmi çöker. Bu misafirlerimiz, kalabalık gelmekte ve cömertçe harcama yapmaktalar. Bu hatırlatmayı niçin yaptık? İstanbul’daki tabela işgüzarlığından dolayı. Türkiye’de senelerdir bir tabela derdi vardır. Yabancı bir kimsenin tabelalara bakıp Türkiye’nin sömürge bir ülke olduğunu zannetmesi mümkündür. Bu ayıba dair çok makale kaleme aldık. Çözüm olarak da şunu teklif etmiştik: -Türkçeye kıyılıyor, kültürümüz yok ediliyor gibi sözlerle bu misyoner faaliyeti engellenemez. Yapılacak olan farklı vergi almaktır. Yabancı isimlerle tabela asan ticarethanelere yüzde 25 daha fazla tabela vergisi getirilebilir. Bunu defalarca yazıp konuştuğumuz hâlde bizi duyan olmadı. Kimsenin Türkçe diye bir derdi yoktu. Bu dert olmadığı gibi şimdi de eşit uygulamaya aykırı bir şekilde ve tuhaf bir akılla İstanbul’un bazı ilçelerinde Arapça tabelalara müdahaleyle onları indirme tasarrufları gündeme girdi. Neden sadece Arapça? İngilizce vs. tabelalar niye görülmez? İstanbul’da Arapça tabela toplamı, İngilizce tabela toplamının yüzde 1’ini bulmaz. Gerçek bu iken ve bugün İstanbul’da yüz binlerce Arap yaşarken ve bunlar Türkçe bilmezken 40 yıl önceki mantığa dönülmesi vahim bir gerilemedir!.. Suriye’deki iç harp sebebiyle bize sığınan insanlara önce kol-kanat gerdik. Daha sonra ise yaptığımız iyiliği başlarına kaktık ve kakmaya devam ediyoruz. Hâlbuki Suriye’den gelenler sadece fakir-fukara değildi. Gelenler yalnızca Suriyeli de değildir. Bunlar Türkiye’yi, Türkleri seven ve bizi tercih eden kardeşlerimiz. Kimse unutmasın ki Suriye ve diğer Arap ülkelerinden çok ciddi bir varlıklı sınıf da geldi. Ülkeye bu yolla önemli bir yabancı sermaye girdi. Emlak piyasası, o parayla dönmekte. Buna rağmen bugün yine dar görüşlü bazıları, o insanlara hakaret etmekte ve genelleme yapmaktalar. Tabelada çifte standart ayıbı bunun eseridir. Türkiye’ye sömürge memleketi, İstanbul’a işgal altında şehir gölgesi düşüren özenti ve aşağılık kompleksi mahsulü on binlerce İngilizce tabela dururken toplansa 300 tane çıkmayacak tabela niçin göze mertek olur? Bu başıboş ve ötekileştirmeci işgüzarlık, turist de sermaye de kaçırtır. Hükûmet, böylesi cahilliklere son vererek bir tabela düzenlemesi yapmalıdır. Arapça yanına Türkçe yazılabilir. Hangi dilde olursa olsun yalnızca yabancı ibare kullananlara yüzde 25 vergi fazlalığı getirilebilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.