ATEŞ SERBEST!!!..

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ile alakalı önemli açıklamalar yapacağını önceki gün haber vermişti. Bu yüzden dün, merakla bekleniyordu. Dediklerinin toparlanmış ağırlıklı cümleleri şöyledir:
-İdlib’de sivil yerleşim yerlerini vuran hava araçları, artık eskisi gibi rahat hareket edemeyeceklerdir. Rejim güçlerini karada da belirlediğimiz sınırların ötesine kadar kovalayacağız. Bu, Adana Mutabakatı gereğidir. Gözlem noktalarımızdaki veya diğer yerleşim yerlerdeki askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi hâlinde bugünden itibaren İdlib ile ve Soçi Muhtırası sınırlarıyla bağlı kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağız. Türkiye’yi hedef alan herkes, bunun bedelini sadece saldırı alanında değil, her yerde ödeyeceğini bilmelidir. En küçük ihlali bile affetmeyeceğiz. Mehmetçiğin kanının döküldüğü bir yerde kendini ne kadar büyük görürse görsün hiç kimsenin güvende olamayacağını buradan da açıkça söylüyorum. Bugün Suriye’de vermekten imtina edeceğimiz mücadeleyi, yarın kendi topraklarımızda yürüteceğimiz idrakiyle bütün gücümüzü kullanacağız. Suriye halkının özgürlük mücadelesi, aynı zamanda 83 milyon T.C. vatandaşının beka mücadelesidir. Bu mücadeleyi başarıya ulaştırırsak önümüzdeki yarım asırda, bir asırda Anadolu topraklarında huzurla yaşayabiliriz. Suriye güvende olacak ki biz de kendi evimizde rahat edebilelim. Bugün gösterdiğimiz çabalarla evladlarımıza gelecekte 2053 ve 2071 hedeflerini hayata geçirebilecekleri bir ülke bırakmayı hedefliyoruz.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye konusunda bitip-tükenmeyen toplantıların sonucunu beklemeden Türkiye’nin, ne yapması gerekiyorsa buna yönelik adımları hemen şimdi atacağını ifadeyle bunları söyledi. Cumhurbaşkanı, nutkunu Suriye ve FETÖ’nün siyasi ayağı üst başlıkları altında toplamıştı. İdlib ve bütünüyle Suriye’ye dair olan kısımda rejim açıkça ifade edilirken bilhassa Rusya ve muhakkak ki İran da şartlı olarak sözlerine muhataptı.  
Diğer yandan; Washington, son olaylarla Ankara-Moskova hattında burukluk yaşanmasını fırsata çevirme çabası içindedir. Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, apar-topar Türkiye’ye geldi. Demecini Türkçe vererek Amerika’nın Türkiye’nin yanında olduğunu söyledi. Dahası, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından hemen sonra nasıl bir tesadüfse Haseke’de rejim askerleriyle Amerikan askerleri kapıştı, bir rejim militanı öldürüldü. Ardından da Amerikan uçakları iki rejim hedefini vurdu. Bunların Ankara’ya şirinlik mesajı olduğu kesindir. Ancak, Türkiye, Moskova-Ankara ve Washington-Ankara dengesini, tuzağın hiçbirine düşmeden dikkatle götürmelidir.
Üst başlığın diğer ana maddesi ise FETÖ’nün siyasi ayağı meselesiydi. CHP genel başkanı, son günlerde bu sözü sıkça kullanmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, lafı hiç dolandırmadan hedefe doğrudan atış yaparak “FETÖ’nün siyasi ayağı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibidir’’ dedi ve gerekçesini tafsilatıyla anlattı. Kılıçdaroğlu’nun bu ağır ithamların altından kalkıp kalkamayacağı, kurultayda ne ile karşılaşacağı şimdiden sonra çok konuşulacaktır.
Hararet, hem dışarıda ve hem de içeride yükselmiş bulunuyor.
Cumhurbaşkanı, cephedeki askere başkumandan olarak “ateş serbest!!!’’ komutunu verirken     
“FETÖ desteğiyle Deniz Baykal’ın yerine geldi, FETÖ’nün siyasi ayağının ta kendisi’’ dediği Kemal Kılıçdaroğlu’nu da bizzat yoğun ateş altına aldı.
Cumhur İttifakı ise “yek kalb, yek niyet, yek cihet’’ üslubuyla çalışmakta.
MHP’nin Kılıçdaroğlu aleyhine FETÖ’ye dair suç duyurusunda bulunmasından ve Devlet Bahçeli’nin salı günkü parti grup konuşmasında “Türk milleti, gerekirse Şam’a girmeye şimdiden hazırlanmalıdır! Kahrolsun Esad’’ demesinden bir gün sonra Cumhurbaşkanı da kendi grubunda bu konuşmaları yaptı…
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.