Seçim sath-ı mailindeyiz

A -
A +
"Seçim sath-ı mailindeyiz" derken, “yakında erken seçim olacak, biz de memleket olarak eğik düzleme girdik!” demiyoruz. Çok açık ve çok net şekilde belli ki "sandık" adlı terazi, Haziran 2023’te kurulacaktır. Sözünü ettiğimiz budur; zamanında yapılacak olan seçimdir.
Öyle ise…
Bu "seçim sath-ı maili" sözü nereden çıktı?
Gündem ve liderler, dikkatle takip edilirse bir seçim sath-ı mailinde olduğumuz görülür:
Evvela zayıf olan taraftan başlayalım:
Erken seçim isteyenler, dizlerindeki tâkatin 2023’e kadar dayanamayacağı, nefeslerinin oraya kadar yetmeyeceği düşüncesinde olan lider ve ekipleridir. Bu düşüncedeler ama düşüncelerini bırakınız bir başkasına, belki kendilerine bile açmıyorlar. Hâl bu olunca bir erken seçimle hem iktidar ittifakına ve hem de iç paralanmalara karşı fırsat yakalamak istiyorlar. O deyimi az değiştirerek denebilir ki: "Korkunun seçime faydası yoktur!"
Kuvvetli tarafa gelince bu Cumhur İttifakı’dır.
Cumhur İttifakı liderleri Sn. Erdoğan ve Sn. Bahçeli, ringdeki boksörün rakibini köşeye sıkıştırıp amansızca hırpalaması misali rakiplerini hiç affetmeden, hiç taviz vermeden amansız darbelerle onlara vurmaktalar. Öyle ki dirhemi çatlatmaya yeter bu sözlere karşı başta Sn. Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet liderleri nasıl tahammül edebiliyor, bunları işittikten sonra nasıl yemek yiyebiliyor, çevresiyle konuşabiliyor, uykuya geçebiliyorlar hakikaten anlaşılacak gibi değildir…
Çok olmadı geçenlerde yine bahsetmiştik:
Seçim tarihine 30 aydan az bir zaman yahut iki buçuk sene gibi bir süre var. Kendinden emin, geleceğinden emin bir ittifak, uzun olmayan bu kadar bir zaman varken neden erken seçime gitsin? Cumhur İttifakı, bu şıkka iltifat etmedi. Aksine -yukarıda da değindiğimiz gibi- kongrelerle, teşkilat yapılanma yenilemeleriyle fiilen erken seçim hazırlığındalar. Rakiplerini kıyasıya darbelerle sarsmaları da bu hazırlık cümlesindendir.
Derin siyaset okyanusunda emîn seyirle alınan bu yolda Erdoğan-Bahçeli kardeşliğinin çok yüksek payı vardır. Bu dayanışma, istikbalde şükranla yâd edilecektir. Türkiye’nin tarihin kavşağında olduğunun farkındalar. Tarihin ve talihin yüzümüze gülmeye başladığını okuyabiliyorlar. Mes’elenin parti değil "dâvâ ve beka meselesi" olduğunu müdrikler. Tâ III. Selim Hân’dan bu yana iki asırdır ilk defa bu kadar iyiyiz. Düne göre topraklarımız az fakat nüfusumuz ve hazinemiz daha güçlüdür. Dâvâ ve Beka Mes’elesini besleyense îmân gücüdür. Türk’ün îmanı tehlikeye düşmedikçe; her türlü sapma ve her türlü bid’atten uzak kaldıkça büyük nüfus ve sağlam maliye ile dar toprak alanımıza rağmen Kızılelma’ya varırız. 2023, Kızılelma’nın birinci, 2053, ikinci burcudur. 2071 ise Kızılelma’nın tâ kendisidir. 2071, Malazgirt Meydan Muharebesini, İstanbul’un Fethini, Mohaç’ı, İstiklal Harbi’ni gerçekleştiren ruh asaletinin tecessüm etmesi, vücut bulması zamanın tam ortasına, arz kürenin göbeğine Hilalimizin mührünü vurmasıdır.
Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve Sn. Devlet Bahçeli, bu şuurun, bu yürüyüşün neferleri olduklarının hamdi içindeler. Bundan dolayıdır ki din-ü devlet, mülk-ü millet ve nizâm-ı âlem için öz evlâdlarını bile feda etmeden çekinmeyen ecdattaki o yüksek feragat ve fedakârlıkla gözlerini budaktan sözlerini dudaktan esirgemeyip o kutlu yürüyüşte önlerine çıkan her ne ve kim olursa olsun engel ve fitneleri aşıp geçmekteler.
Bu seçimi böylece okuyamayanlar, politika çerçiliği yapıyorlar demektir.
Evet; sath-ı maile girdik gidiyoruz.
Ufukta Kızılelma var!..
Herkesin irade-i cüz’iyesi elinde.
Dileyen, dilediği safı seçer…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.