HUKUK SKANDALI

A -
A +
Ramazan ayının ilk haftasındayken; iki milyara yakın Müslüman, ramazan heyecanını yaşarken; Türkiye, Kıbrıs dâhil Akdeniz’i sömürgeci dünyaya yedirmemek için olağanüstü bir gayret gösterirken ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Ankara’da iken KKTC’de Anayasa Mahkemesi, verdiği bir iptal kararıyla kızgınlıklara yol açtı...
Hizmet-Sen adındaki bir sendika, Kur’ân kurslarının varlığından rahatsız olmuş olmalı ki 2018 yılında AYM’de devlet aleyhine bir dâvâ açarak mevcut mevzuatın iptalini talep eder. Yüksek mahkeme, 3 yıl sonra bir ramazan günü, bahsettiğimiz gelişmelere denk gelen 15 Nisan 2021 tarihinde dâvâyı kabul ederek ilgili mevzuatın iptaline ve dolaysıyla Kur’ân kurslarının kapatılmasına hükmetti. AYM Başkanı, iptal  sebebi olarak mevcut durumun laikliğe aykırı olduğunu iddia etti. Akdeniz’den Anadolu’ya fırlatılan tahripkâr füze mahiyetindeki bu olay, 28 Şubat’a hâkim olan dayatmacılığın, köprülerin altından çok su akmış olmasına rağmen çeyrek asır sonra Kıbrıs’ta baş göstermesidir.
Hadise şudur:
KKTC diyanet teşkilatının adı, "Din İşleri Dairesi"dir. Bu dairenin kuruluş, görev ve çalışma esaslarını tanzim eden kanunda yapılan bir değişiklikle ona 8/B maddesi eklenmiştir. Böylece adı geçen daire başkanlığına "Din İşleri Komisyonu" ismiyle  bir komisyon kurma ve çalıştırma yetkisi verilmişti. "Din İşleri Komisyonu"nun KKTC vatandaşları arasındaki meşhur adı "Kur’ân Kursu"dur.  AYM, bu maddeyi  laikliğe aykırı bularak iptal etti. Davacı sendika ve  yüksek mahkemeye göre yürürlükteki uygulama laikliğe aykırıdır, böyle bir salahiyet, ancak Millî Eğitim ve Kültür Bakanlıklarında olabilir.
O zaman soru şudur:
- KKTC’de niçin Din İşleri Dairesi var?
Karar işitilir işitilmez Türkiye’de infiale yol açtı. Kıbrıs şehidlerinin hatırası yok sayılmıştı. Sırtımızdan vurulmuşa dönmüştük. Kararın yukarıda saydıklarımızdan başka 104 amiralin muhtırasına da ideolojik, politik bir destek olup olmadığını bilmiyoruz. Zamanla her şey netleşir. Şimdilik Başbakan Sn. Ersan Saner’in vaziyeti düzeltmek için hayli tevil yaptığı görülüyor.
Aynı gün içinde iki manzara yaşadık:
Biri Ankara’daydı.
Diğeri Lefkoşa’da.
Ankara’daki, haydi Türkçesiyle "rezâlet" deme yerine Yunanca anlamını kullanarak "skandal" diyelim; siyâsi ve diplomatik skandal.
Lefkoşa’daki ise hukuk skandalı…
Diplomatik ve siyâsi skandalı Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias çıkarttı. Sn. Bakan, misafirimizdi. Üstelik mevkidaşı ev sahibi Sn. Çavuşoğlu iftara da dâvet etmişti. İki Bakan, vaki görüşmelerin ardından mutad olduğu üzere basın toplantısı yaptılar. İlk konuşmayı bizim Bakan yaptı. Son derecede mültefitkâr davrandı. "Niko ile yıllara dayalı dostluğumuz var” dedi. Yunanistan’dan "müttefikimiz" diye söz etti, "ihtilafları aramızda  görüşelim" diye tavsiyede bulunarak samimiyetle konuşmasına devam etti… Sıra Yunan Bakana gelince o da dostluklarını teyid etti, iftara dâvet edilmesinden dolayı teşekkür etmeyi de unutmadı, Başbakan’ın Müslümanların ramazanını tebrik ettiğini bildirdi… Buraya kadar her şey hoştu. Fakat tam burada Dendias, asıl diyeceklerini sıralamaya başladı. Batı Trakya Türklerinin Lozan’da Türk değil Müslüman olarak zikredildiğini; bildiği kadarıyla Türkiye’nin de Lozan’da imzası bulunduğu gibi  müstehzi bir cümle kurdu, Türkiye’nin Yunanistan ve Kıbrıs hava sahasını ihlal ettiğini iddia etti, Ayasofya ve  Kariye’nin câmilikten çıkarılmaları gerektiğini istedi ve benzer itham ve taleplerle canımızı hayli sıkmış olarak lakırdısını bitirdi. "İstanbul’u da iade edin" diyebilirdi. Mevlüt  Çavuşoğlu, sözü yeniden aldı ve "konuşma öyle değil böyle olur!" kabilinden cesur bir üslupla ibretlik bir cevap verdi.
İmdi…
Yahut şimdi:
Bir tarafta böyle konuşan misafir bir Bakan ve onun cür’eti, fütursuzluğu var; diğer tarafta laikçi bir ideoloji. Yunan Bakan’a kızmayalım. O kendi dininin, milletinin, milliyetinin, mefkûresinin emirlerini yapıyor.
Pekâlâ; şu şifa kabul etmez laikçiler kimin emrini yapmaktalar?
Yanlış hesap Lefkoşa’dan da döner.
Hala Hâtun’dan, küvette katledilen anne ve çocuklarına  ve Cengiz Topel’e kadar şehîdler de lâzım geleni yaparlar. Hayır hayır unutmadık!.. Nikos Dendias’ın şuurlu patavatsızlığı da malum hukuk skandalı da "Bir Zamanlar Kıbrıs" dizisinin TRT’de oynatılma gününe de denk geldi. TRT her gün kedini biraz daha aşmakta.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.