ZAFER, FİLİSTİN'İNDİR!!!..

A -
A +
Filistin, 1914’ten; daha gerçeği Abdülhamid Han’ın 1909’da tahttan indirilmesinden bu yana çile çekmektedir. Kadını, kızı, delikanlısı, erkeği ve yaşlısıyla Filistinli, ümmetin çağımızdaki -âdeta- en yiğididir. Filistinli, Mescid-i Aksa’nın sâdık muhafızları, I. Cihan Harbiyle sonrasında ‘30’lu, ‘40’lı, 60’lı yıllarda ve sürüp gelen yıllarda büyük acılar yaşadı. Çok ıstırap çektiler, çok şehîd verdiler. Ama 2021 senesinin Leyle-i Kadr’i öncesinde başlayıp bütün bayram süresince devam eden ve hâlen de devam etmekte olan şu mezalim gibisi hiç görülmedi, hiç yaşanmadı. Başzalim Binyamin Netanyahu, Filistinlilere soykırım uygulamaktadır. İnsana bu gayrı insanî vahşeti reva gören İsrail terör devleti, ordusu terör örgütüdür. İsrail İnsan Hakları Derneği de İsrail’i savaş suçu işlemekle itham etmektedir. Kendi hava kuvvetlerinde pilotluk yapmış insaf sahibi bir Yahudi, İsrail’i terör devleti, ordusunu terör örgütü olarak ilân ediyor. Stalin, Hitler ve Miloseviç’in yolunda olan Başzalim Netanyahu, korkunç bir katliam yapmakta, bir milleti ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Milletlerarası ceza mahkemesinde yargılanıp en ağır şekilde cezalandırılmayı hak etmiştir. Ne var ki suçlu, sadece Başzalim değildir: ABD Dışişleri, Pentagon ve Beyaz Saray sözcüleri, ağızlarını her açtıklarında yüzleri hiç kızarmadan "İsrail, kendini savunmaktadır, İsrail’le iş birliği yapmaya hazırız!" diyebilmekteler. Önceki Amerikan Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in başşehri olarak Kudüs’ü tanıması ve ardından ABD sefaretini Tel Aviv’den Kudüs’e nakletmesi ve BM kararlarına aykırı olarak Golan Tepelerinin İsrail’in mülkü olduğunu ilânı Başzalim'i şımartmıştı. Şimdiki Başkan Joe Biden, şımartmaya devam etmektedir. Başzalim, gerek Washington’dan ve gerekse İsrail bayrağını resmî kurumlarına asan Avusturya, Çekya… gibi devletlerden aldığı destekle katliamını şiddetlendirdiği gibi "sivil yerleşimci" adlı gasp ve talan sürüsünü de başıboş bırakmıştır. Suçlu tek başına ne İsrail, ne de Başzalim’dir. İsrail’e destek veren her merkez, her kişi ve katliamı durdurmayan BM suça ortaktır. Bu haçlı-siyon ittifakına katılan bazı Körfez ülkelerinin sözde veliahdları da suçludur. Kör dünyayla gâfil İslâm âleminin gözü önünde soykırım yapılırken BM-Birleşmiş Milletler âciz, AB-Avrupa Birliği ve AK-Avrupa Konseyi umursamaz, İİT-İslâm İşbirliği Teşkilatı, Türk Konseyi, D-8’ler… zavallıdır. İİT ancak kınama kararı alabiliyor. BM, ABD yüzünden kınama kararı bile alamıyor. Soğuk savaş dönemi eseri böyle bir köhnemiş BM’nin varlığı lüzumsuzdur. Yıkılıp yeniden kurulması şarttır. İİT üyesi 57 devlet o cesareti gösterip de BM’den çekilse bu tiyatro teşkilat çöker. Biz, Binyüz başlarında Müslüman olduktan sonra bin yıldır İslamiyet’e en yüksek hizmeti veren tek devletiz. İslâm âlimleri, Asr-ı saadetten sonra bu dine en büyük hizmeti, Müslüman Türklerin; Osmanlıların verdiğini ifade etmektedirler. Böylesi büyük bir şerefi bize miras bırakan ecdadımızdan Allah, râzı olsun. Allah, bugünkü devletimizle onu idare edenlerden de râzı olsun. Şimdi de Filistin ve diğer mazlumlar için yalnızca biz çırpınmaktayız. Ankara’nın yapacağı işler vardır: 1-Filistin’le MEB-Münhasır Ekonomik Bölge Andlaşması imzalanmalıdır. 2-TSK, Filistinli gençleri getirterek onlara askerî eğitim verip vatanlarını müdafaa için geri yollamalıdır. 3- Filistin Hükûmeti isterse TSK, mültecilerle Türklerden gönüllüleri eğitim için Filistin’e yollamalıdır. 4-Türkiye, Filistin’e silah, araç-gereç ve mühimmat yardımı yapmalıdır. 5-Kimse aklından çıkarmasın ki Filistin’in Kıbrıs’tan farkı yoktur. Filistin düşerse Kıbrıs ve Mavi Vatan düşer, Anadolu tehlikeyle burun buruna gelir. 6- İsrail’le olan dostluğundan dolayı Azerbaycan’ın dikkati uyandırılmalıdır. İsrail, Türkiye’yi -belki İran’ı da- kuzeyden kuşatmaya çalışmaktadır. 7-Kimse unutmasın ki I. Dünya Harbi bitmemiştir. Soru şudur: Bazı haçlı merkezlerin desteğini de alan bu siyon kuvvetle arada böylesine büyük fark varken zafer nasıl olur da Filistin’in olur? Hayır; o bir gerçek ama, Afganistan’ın SSCB tarafından işgal edildikten sonra nasıl yıkıldığını anlatmayacağız. Önümüzde daha taze, çok yeni hakikatler var: İki oğlu ve zevcesi şehid düşmüş, bir oğlu da kayıp; bir baba, etrafındakilerle bunları konuşurken bir oğlunun daha şehadet haberini alıyor. O ândan itibaren beş aylık bebeğiyle tek başına kalmıştır. Buna rağmen o Filistinli babanın gözlerinde tek damla yaş yoktur! Metanetinde sarılma yoktur! Dudaklarında ise muhteşem cümle vardır: -Elhamdülillahi Rabbil âlemin âlâ küllî hâl/Her hâl ve şart altında âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun! Başka bir misal: Daha genç kızlığın başlangıcındayken, her şeyden evvel düşmanın kelepçesiyle tanışan, bileklerine ters kelepçe takılırken Başzalim'in haydut askerlerine tepeden bakarak onların zavallılığına gülen haberlerde görülen o genç kız… ve diğer Filistinli yiğit kızlar, oğlanlar ve analar, babalar. Herkes bilsin ki: Bu îmâna, bu şecaate, bu cesarete sahip Filistin’i 10 İsrail bile yenemez!!!.. Zafer elbette ve muhakkak Filistin’indir! Filistinli, Bedir Harbi ruhundan beslenmektedir. Zalim dünya, gözlerini açıp görmeli ki vatanını müdafaa hakkı olan biri varsa o elbette ve mutlaka Filistinlidir!!! Türkiye, yukarıda saydıklarımızı yaparsa zafer çabuklaşır. Bu şeref de Türk milletine kıyamete kadar yeter. Şanlı Peygamberle -aleyhisselâm- Bedir Şehidlerinin ruhları şâd olur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.