HÜKÜM!..

A -
A +
"15 Temmuz 2016 tarihli İşgal ve Darbe Teşebbüsü" ihanetinin faili FETÖ mensupları hakkında muhtelif illerde birçok ceza dâvâsı açıldı. Bunların en mühimlerinden biri "Akıncı Üssü Dâvâsı"dır. Bu dâvâ, Selfet Giray Başkanlığındaki Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görüldü…
Başsavcı Adnan Gümüş, 31 Mart 2017’de iddianameyi ikmal ederek mahkemeye sundu. 21 Ocak 2019 tarihli celsede de esasa dair mütalaasını serdetti. 475’le başlayıp dosyalar birleşmesiyle 486 sanığa ulaşan işbu dâvânın ilk duruşması 1 Ağustos 2017’de yapıldı. Sanıklar hakkındaki iddialar, silahlı terör örgütü kurmaktan 77 kişiyi şehîd etmeye, 206 kişiyi yaralamaya, kişiyi hürriyetinden mahrum etmeye kadar uzayıp gitmektedir…
Sanıkların 365’i tutuklu, 104’ü tutuksuzdu. 6 sanık hakkında yakalama müzekkeresi çıkarılmıştı. Muhakemede 515 celse oldu. Yargılama süresi 3 yılı aştı. İddianame, 4 bin 658 sayfadır. Sanık müdafaaları toplamı ise 80 klasörden fazladır. Mahkeme, 26 Kasım 2020’de kararını verdi. Cezalar da muhteliftir; 46 sanık, müebbed mahkûmiyete çarptırıldı. Bazısına ağırlaştırılmış müebbed cezası verildi. Bir kısmı aleyhine mükerreren ağırlaştırılmış mahkûmiyete karar kılındı. Bu hükümlerin gerekçesi 12 Temmuz 2021’de açıklandı. Esbâb-ı mûcîbe yani gerekçeli kararlar, mahkemelerin hüküm savunmalarıdır. Ankara 4. Ağ. Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı 9 bin 204 sayfadır. Belki tarihin veya yakın tarihin en uzun, en mufassal kararıdır…
Tekrar etmek gerekirse iddianame 4 bin 658 sayfa, gerekçeli karar 9 bin 204 sayfadır. İddianame, 8 ay gibi bir zamanda, gerekçeli karar 18 ay gibi bir zamanda yazılmıştır. Şayet hem iddianameyi ve hem de esbâb-ı mûcibeyi 300’er sayfalık kitaplarla kıyaslarsak belirttiğimiz zamanlar içinde iddianame 15 ve gerekçeli karar da 30 kitap tutar. Belli ki günde 50 sayfadan az yazılmamış. Ve yine belli ki ortada olağanüstü bir gayret vardır. Biraz fazlaca rakamın yer aldığı yukarıdaki malûmata neden temas ettik?
Sebebi şudur:
Bilindiği gibi yabancı devlet ve yabancı ajan güdümlü, malûm taşeron örgüt, devletin hemen her unsuruna, asker, polis, eğitim, istihbarat… ve daha ne varsa hepsine sızdığı gibi yargıya da sızmıştır. Aslında bu olan "sızma" da değildir. Buralara hâkim olmuştur. TSK 15 Temmuz’da hem de ciddî bir yara aldığı hâlde ordumuz, buna rağmen 24 Ağustos 2016’da darbe ve işgal ihanetinin üzerinden 40 gün geçmeden Suriye’nin kuzeyinde "Fırat Kalkanı Harekâtı"nı başlattı. Harekât, 29 Mart 2017’ye kadar 7 ay 5 gün devam etti ve zaferle nihâyete erdi. Ardından bunu başka hareketler takip etti.
Hâlbuki dediğiz gibi ordu, yara almıştı. Yine de toparlandı ve arka arkaya zaferlere imza attı.
TSK-Türk Silahlı Kuvvetlerindeki bu yüksek muvaffakiyet, MİT, MEB, Emniyet gibi ne kadar devleti devlet yapan unsur varsa buralarda tekrarlandığı gibi Türk yargısında da tekrarlandı. İhanet örgütünün en çok çöreklendiği yerlerden biri hâkimlik, savcılık ve adli personel ve topyekûn adli teşkilatımızdır. Yargımız da diğerleri gibi hiç de azımsanmayacak yaralar aldı. Ama işte görülmektedir ki mahkemelerimiz, hâkimi, savcısı, avukatı ve diğer adli personeli ile gecesini gündüzüne katarak bu çap ve hacimde kararlar verebilmektedirler.
5 bin sayfaya yakın iddianame, 10 bin sayfaya yakın mûcip sebep hazırlamak hatta hey’et hâlinde bile olsa hiç kolay değildir. FETÖ dâvâları hep böyledir. Bu dâvâ, verdiğimiz ölçülerdedir ama diğerleri de çok farklı değildir. Sanık esaslı değerlendirildiğinde mahiyet aynıdır. Bundan dolayı, bu dâvâlar hakkında karar açıklandığı için bundan böyle konuşacak olanlar mes’elenin bu büyük vatanseverlik ve hizmet tarafını ihmal etmemeliler. Zira alınacak daha çok yol var. Şevkler kırılmamalı. Hemen her gün hemen her kurumdan çok yüksek sayıda şüpheli, polis tarafından derdest edilip savcıya teslim ediliyor. Cephedeki hakkında konuşulacak her söz imbikten geçmeli.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.