YILIN GÜNDEMİ UKRAYNA!

A -
A +

"Rusya-Ukrayna Krizi" 2014’ten bu tarafa devam ederken son 1 yıl içinde tehlikeli şekilde kızışmış bulunuyor. 26 Mart 2021’de "Donbass" bölgesinde çıkan çatışmalarda 4 Ukrayna askerinin ölmesi ve Rusya Federasyonu’nun Ukrayna sınırına yığınak yapmasıyla mesele, daha birçok yönlü olmaya başladı…

Buhranın başlangıcı 2013’tür. İktidarda devlet başkanı olarak Rusya taraflısı Viktor Yanukoviç bulunuyordu. Bu isim, önceki hükûmetin AB ile imzaladığı ortaklık mukavelesini askıya alınca AB’ye girmek isteyen Batı yanlısı halk, sokaklara döküldü. Donbass bölgesindeki gösterilerdeyse devlet başkanına destek verildi.

Donbass, Ukrayna’nın doğusundadır ve Lugansk ve Donetsk adlı iki kesimden meydana gelmektedir. Bölgedeki ağırlık Rus nüfustadır. 45 milyonluk Ukrayna’nın yüze 17’si Rus’tur. 2013’te başlayan sokak hareketleri, 2014’te de devam etti. Rus taraftarları, 11 Mayıs 2014’te Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’ni kurdular. Ukrayna’da Turuncu Devrim oldu. Devlet başkanı ve hükûmet üyeleri Moskova’ya kaçtılar. Ukrayna, sözde idareler kurulmuş olan Donbass’ta kontrolü kaybetti, Rus askeri bu bölgeye girdiği gibi Rusya Ukraynalılarla Tatar Türklerinin itirazına rağmen Kırım’ı da işgal etti.

1990 öncesi SSCB’nin hâkimiyeti altında olan Ukrayna, bugün Rusya ve AB’ye komşu olmakla stratejik bir konumdadır. Nüfus ortadan ikiye ayrılmış gibi. Yarısı AB ve NATO’ya girmek isterken diğer yarısı karşı çıkmaktadır. Ukrayna, hâlihazırda bu iki teşkilata da mensup değildir. ABD ve İngiltere, Kiev’e Başkan Vladimir Zlenskiy’e tam destek vermekte, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygılı olunmasına işaret etmekteler. Türkiye de aynı tavır içindedir. Son bir yılda ve bilhassa son olaylardan sonra Rusya’nın Ukrayna hududundaki askerî varlığı 110 bini bulunca Amerika da NATO’nun harekete geçme ihtimaline karşı 8.500 askerine hazır ol demiştir. Bunlar olurken Almanya, Fransa gibi Avrupa devletleri ise ayak sürümektedir. Beyaz Saray-Kremlin arasındaki mektup diplomasisi de bir fayda getirmiş değil. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov "Biz, Kiev’le savaşmak istemiyoruz fakat bizi de anlayın!" diyor.

Hemen her ABD başkanı döneminde Amerika, bir yere girdi ama hepsinde de kaybetti. Joe Biden iktidarındaysa Ukrayna-Rusya krizi alevlenmiştir ve giderek Rusya, Ukrayna, Kafkaslar, Avrupa ve Türkiye ve dolayısıyla dünya için tehlike arz etmektedir.

Ukrayna, Rusya için bugün de savunma sanayi ve ağır sanayi bakımından bir imalât merkezidir. Diğer taraftan Donbass ayrı değerdedir. Burada 10 milyar tondan fazla kömür yatakları mevcut. Bu hacmiyle Avrupa’da dördüncü sırada yer alıyor.

Anlaşılacağı gibi mevzubahis buhranın stratejik, iktisadî, siyâsî, tarihî, nüfus gibi yanları mevcuttur. Moskova, kolay kolay Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki Tartus Deniz Üssünden ve Kırım’ın Karadeniz limanından vazgeçmez. Nitekim Rusya’nın bugün Karadeniz’de 20’nin üstünde ve Baltık Denizi’nde de 20 savaş gemisi seyir hâlindeler. Ayrıca Moskova, müttefiki Belarus’u da silahlandırarak Ukrayna’yı kuzeyden de kuşatmaktadır.

Kremlin; kendi nüfuz alanlarından Kazakistan’da çıkarılan yangını kısa sürede bastırdığı gibi Ukrayna meselesini de bastıracağını düşünüyor olmalı.

Diğer taraftan Türkiye’nin NATO üyeliği mevzuu vardır. Bu krizde taraflar arasında bir kapışma çıkması durumunda bizi taraf olmaya icbar edecek hukuki bir sebep yoktur. NATO üyesi bir ülke, saldırıya uğradığı takdirde teşkilat andlaşmasının 5. Maddesine göre diğer üye devletler, saldırıya uğrayan devletin yanında yer alırlar. Ukrayna ise NATO üyesi değildir. Ankara’ya düşen vazife, bu yangını büyümeden söndürmektir. Bu sebeple ara buluculuğumuz çok değerli. Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın Rusya Başkanı Sn. Putin’i dâvet etmesi ve O’nun dâvete icabet kararı vermesi barış adına sevindiricidir. Vladimir Putin, Pekin Olimpiyatlarından sonra şubat sonu gibi Türkiye’ye gelecek. O arada Başkan Erdoğan da 3 Şubat’ta Kiev’e giderek Ukrayna Başkanı Vladimir Zelenski ile görüşecektir. Bu ilk kademe müzakereler ikili cereyan edecektir. Ancak daha sonra taraflar şeklinde genişlemesi beklenir.

Türkiye çok büyük ve çok önemli bir rol üstlenmiştir.

Bunu BM’ye veya bir başka devlete kaptırmamaya dikkat etmeli.

Şu manzarada yangını, kan dökülmesini, savaş felaketini... önleyecek tek merkez Ankara’dır. Sn. Erdoğan’ın mevkidaşı Sn. Zelenski’yi NATO mevzuunda ikna etmesi beklenir. NATO, Sovyetler çökünce sorgulanır olmuştur. Arada bir örtülü şekilde darbelere destek verme dışında çok da bir iş gördüğü yok. Fransa CB’si Macron bile "NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti" demişti. Ukrayna, kalırsa ve alırlarsa AB’ye girebilir.

Kiev, Batı’nın telkinlerine kapılarak NATO heveskârlığını terk edebilir. Bunu yaparak toprak bütünlüğünü kurtarabilir. Rusya’nın tehlike olması, işgal tehdidi ise Ukrayna için bir gerçektir. Putin bu noktada tam ve güvenilir teminat vermelidir.

Başlıkta ne demiştik?

-Yılın gündemi Ukrayna!

Hangi yılın?

Cengiz Aytmatov’un dediği gibi:

Gün Uzar Yüzyıl Olur!

Nitekim imparatorluklardan kayalar, taşlar bir asır evvel koptu, sarsıntılarıysa sürüp gitmekte…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.