İhtiyaç olunca mezhep taklîdi meselesi

A -
A +

Bir kimsenin, kendi mezhebine göre yapamadığı veya güçlükle yaptığı bir işi, -başka bir mezhepte yapılması kolay ise- o mezhebin şartlarına uyarak, o mezhebe göre yapmasının caiz olduğu fıkıh kitaplarında yazılıdır. (Hâşiyetü Reddi'l-Muhtâr, el-Mîzânü'l-Kübrâ, el-Hadîka, el-Berîka). Şimdi bu konuyla ilgili biraz teferruâta girelim, detaylara inelim. Hadîka'da deniliyor ki: "Abdest ve gusülde başka mezhebi taklit etmek caizdir. Bunun için, o mezhebin şartlarına da uymak lazımdır. Bütün şartlarına uymazsa, taklid caiz olmaz. Kendi mezhebine uymayan işi yaptıktan sonra bile, taklid yapmak caiz olur. Mesela İmam Ebû Yûsuf'a, Cuma'yı kıldıktan sonra, guslettiği kuyuda fare ölüsü görüldü dediler, "Şafiî mezhebine göre guslümüz sahihtir" buyurdu. Güçlük varsa, taklit caizdir Berîka'da, zaruret olan her işte de başka mezhebi taklid caizdir deniliyor. İbn-i Abidin'de de "zaruret olsa da, olmasa da, harac [zorluk, sıkıntı] olduğu zaman, diğer üç mezhepten biri taklid edilir" deniliyor. Bir Hanefi'nin kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi, yapabilmesi için Şafiî'yi taklidde bir beis olmadığı el-Bahrü'r-râık ve en-Nehrü'l-fâık'ta da yazılıdır. İmam-ı Rabbanî (rahmetüllâhi aleyh) buyurmuştur ki: Şafiî âlimleri, kendi mezheplerinde yapılması güç şeylerin Hanefi'ye göre yapılmasına fetva vermişlerdir. Zaruret olmasa da bir ibâdeti yapmakta güçlük olunca, bunu yapmak için başka mezhebi taklid caizdir. (el-Mîzân, Fetâvâ-yi Hayriyye, Fetâvâ-yi Hadîsiyye, Ma'füvvât) Tâbi olduğu mezhebe uyarak bir işi yaparken harac hasıl olursa, bu iş, diğer üç mezhepten, harac bulunmayan biri taklid edilerek yapılır. İkinci mezhebe göre de özrü hasıl olanın, üçüncü mezhebi taklidi caizdir, telfik değildir. İbn-i Abidin'de deniliyor ki: "Zaruret olmasa da, harac olunca, diğer üç mezhepten biri taklid edilir." Bir işin, bir ibadetin sahih olması için, dört mezhepten birine uygun olması lazımdır. Bir ibadeti yaparken, şartlarından biri bir mezhebe, başka biri de diğer bir mezhebe uygun olursa, bu ibadet sahih olmaz. Mesela, deriden kan akarsa, Hanefî'de abdest bozulur, Şafiî'de bozulmaz. Bütün şartlara uyulmalıdır Bir erkek, yabancı kadının derisine dokununca, Şafiî'de, abdesti bozulur. Hanefî'de bozulmaz. Derisinden kan aksa ve kadına da dokunsa, her iki mezhebe göre de abdesti bozulur. Bu abdest ile kıldığı namaz sahih olmaz; çünkü bu kimse, iki mezhebi telfik etmekte, karıştırmaktadır. Böyle kimsenin ibadetinin sahih olmayacağı sözbirliği ile bildirilmiştir. Bir ibadetin bir şartı bir mezhebe, başka şartı da diğer bir mezhebe göre sahih olursa, bu ibadet sahih olmaz. Bir mezhebin şartlarına uyarak yapılan bir işin, bir ibadetin bu mezhebe göre sahih olmadığı, başka bir mezhebe göre sahih olduğu sonradan anlaşılsa, o mezhebe göre sahih olduğunu düşününce, o mezhebi taklid etmiş olur. O işi sahih olur. Başka mezhebi taklid ederken, bütün şartlarına uyulmazsa, taklid caiz olmaz. Ancak bütün şartlarına uymak imkansız olursa o zaman, uyulabildiği kadar uyulur. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç misal verelim: a- Mukimken, harac olunca, mesela doktor ameliyatta, talebe imtihanda, güvenlik görevlisi nöbette ise, hastalıkta, kadın emzikli veya istihâzalı ise, abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için zorluk çekenlerde, âmâ ve yer altında çalışan gibi, namaz vaktini anlamakta aciz olanların ve canından, malından veya namusundan korkanların yahut maişetine zarar gelecek olanların, iki namazı cem etmeleri caiz olur. Namazı kılmak için işlerinden ayrılmaları mümkün olmayanların, yalnız böyle günlerde, Hanbelî mezhebini taklit ederek, iki namazı kılmaları caiz olur. Ancak Hanbelî'de de gusülde ağzın içini yıkamak farzdır. Bunun için ağzında dolgu olan birisi, zaruretsiz Hanbelî'yi taklid edemez. Zaruret veya harac olunca da, taklid etmek telfîk olmaz, caiz olur. Çünkü başka çare yoktur. Namazı kazaya bırakmak haram olduğu için, Hanbelî taklid edilerek iki namaz cem edilebilir. (Hulâsatü't-tahkîk) Doğru mezhebi bulmalıdır b- Seferde, Hanefî mezhebi hariç, diğer üç mezhepte namazları cem etmek caizdir. Seferde bir harac varsa, Hanefî olan bu üç mezhepten birini taklid eder. Bu üç mezhepten hangisine göre guslü ve abdesti varsa o mezhebi taklid eder. Üçüne göre de yoksa mesela kadına eli dokunmuşsa ve elbisesi necis ise, Şafiî'yi taklid edemez, diş dolgusu varsa Hanbelî'yi taklid edemez, gusülde delk yapmamışsa Malikî'yi taklid edemez. Şimdi bu kişi ne yapacak? Yolda iken gusletmesi, elbisesini yıkaması çok zor. Namazı kazaya bırakması haram olacağı için, bu mezheplerden farzlarına daha çok riayet edebileceği birini taklid ederek kılması caiz olur. c- Bir erkeğin, hanımı ile süt kardeş oldukları, fakat bir-iki kere emmiş olduğu anlaşılsa, Hanefî'ye göre nikâhları bozulur. Bunu kurtarmak için diğer mezheplerde bir çare aranır. Mesela Şafiî veya Hanbelî mezhebi taklid edilir. Çünkü Şâfiî'de ve Hanbelî'de ayrı ayrı beş kere doya doya emmedikçe süt kardeşi olmaz. d- Bir erkek, hanımını üç talakla boşasa, nikâhlarını devam ettirebilmek için diğer mezheplerde bir çare aranır. Mesela önceden nikâhları Şafiî mezhebine uygun olarak kıyılmamışsa, Şafiî mezhebi taklid edilir. Yani Şafiî'ye uygun nikâhlanarak evliliklerine devam edebilirler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.