Başkalarının hukukuna saygı göstermek

A -
A +
İnanan kimseler, bütün insanların hem dünyada, hem de âhirette rahat ve huzur içerisinde yaşamalarını istemişler, ellerinden gelen gayretle bunu sağlamaya çalışmışlardır.

Bizler biliyoruz ki, dünyada, insanlık hayâtının başlangıcından itibâren, iyi insanların yanı sıra, dâimâ, kötü insanlar da bulunagelmiştir. Dünyaya gönderilen ilk insan ve aynı zamanda ilk Peygamber olan Hazret-i Âdem (aleyhisselâm), iyilikleri, güzellikleri, ahlâkı, insanlığı, medeniyeti, ilim ve irfânı, velhâsıl daha ne kadar güzel ve müsbet şey varsa, bunların hepsini temsîl etmiştir. Diğer bütün Peygamberler de  böyle yapmışlardır.
Âdem (aleyhisselâm)'ın çocuk ve torunlarından, onun bu güzel ve doğru yolunda yürüyenler olduğu gibi, o aydınlık yoldan ayrılıp maalesef karanlık yollara sapanlar da bulunmuştur. Nitekim Kâbil, kardeşi Hâbil'i öldürerek yeryüzünde ilk kan akıtan kimse ve kâtillerin başı olmuştur. Hâlbuki yüce Allah, insanların  îmân etmelerini ve kardeşçe yaşamalarını emretmiştir.
Târih boyunca inanan insanlar olduğu gibi, inanmayan, küfre sapan kimseler de dâimâ  bulunmuştur. Kendisini yoktan yaratan, varlıkta durduran, muhtaç olduğu her nimeti lutfeden Rabbini bile inkâr eden bu insanlar, hep kötülüklere tâlip olmuşlar, çirkinlikleri istemişler ve maalesef yeryüzünde fitne ve fesâd çıkarmışlardır.
Hâlbuki îmân ehli olan, inanan kimseler, bütün insanların hem dünyada, hem de âhirette rahat ve huzur içerisinde yaşamalarını istemişler, ellerinden gelen gayretle bunu sağlamak için çalışmışlardır.
Yüksek ahlâkın temsîlcisi olan Peygamberler ve onların sonuncusu olan  Sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (aleyhisselâm), inanmayanlara da acımışlar, onların da kurtuluşu için ellerinden gelen gayreti sarf etmişlerdir. Âdetâ denize düşen insanları kurtarmak için koşan, onlara sağlam halat atan, dalgalı denize kurtuluş filikası indiren insanlar misâli, Peygamberler de mübârek ellerini bütün insanlara uzatmışlardır. Tabîî ki îmân bir nasip mes'elesi olduğu için, îmân aydınlığına ulaşan bahtiyâr insanlar olduğu gibi, maalesef küfür karanlıklarında kalmakta ısrâr eden, çirkin işlere tâlip olan kimseler de dâimâ mevcut olagelmiştir.
Şurası kesin bir husûstur ki, mü'minler kâfirlerin yaşamalarına karışmadıkları hâlde, inanmayanlar inananları dâimâ taciz etmişler, onlara çeşitli ezâ ve cefâlar yapmışlar, cânlarına kıymışlar, mâllarını da almışlar, hattâ ırzlarına da tasallutta bulunmuşlardır...
Netîce olarak, makâlemizi bir cümle hâlinde özetleyecek olursak, her kişi, sâdece kendisini düşünmemeli, başkalarının hukûkuna da riâyet etmelidir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.