Osmanlı Devletine sövenlere birkaç kelime...

A -
A +
Geçenlerde bir televizyon programında "Osmanlı Devleti" tartışılıyordu. Bir profesör, şerefli ecdâdımıza o kadar galiz bir dil uzattı ki, onun nâmına çok üzüldüm!..
18 Mart'ta "Çanakkale Zaferi"nin 100. yılını idrâk etmiş olmamız münâsebetiyle, şanlı "Osmanlı Devleti"ni bir kerre daha hatırladık. [Orada, benim bir dedem ile iki amcam şehîd olmuş, bir amcam da gâzî olmuştur. Orada pekçok insanın ecdâdı şehîd olmuştur. Çünkü Çanakkale'de 253.000 şehîd verdik.]Bunun yanında, Fakülteden bir profesör arkadaşım bana bir link göndermiş, o linkte, bir televizyon programı vardı, orada da "Osmanlı Devleti"nin nasıl bir devlet olduğu tartışılıyordu. Programda bir profesör, şerefli ecdâdımıza o kadar galiz bir dil uzattı ki, onun nâmına çok üzüldüm. Çünkü Anadolu'da bir söz vardır; "Aslını inkâr eden/ecdâdına söven harâmzâdedir" derler. Gerçi o programda hukukçu ve tarihçi bir zât, gerektiği şekilde onun ağzının payını verdi ama, ben de bu konuda birkaç kelime yazacağım...Mahut profesör, "Osmanlı Devleti gelmiş geçmiş en kanlı, en vahşi, en kötü... devlettir" gibi, tarihî gerçekleri tamamen ters yüz eden bazı hezeyânlarda, iftirâlarda bulundu. [Haçlı seferlerinde yüz milyonlarca Müslümânın hıristiyânlar tarafından şehîd edildiğinden, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde 1917-1947 yılları arasında (30 senede) 63 milyon 301.000 kişinin öldürüldüğünden, Saraybosna'da 250.000 kişinin şehâdetinden, Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de yüz milyonlarca insanın şehîd edilmesinden hiç bahsetmedi. Bir de o sahtekâr, bilim adamı rollerine soyundu.]Biz, bazı insâflı Batılı bilim adamlarının, târihçilerin, seyyâhların sözleriyle o kişiye cevap vermek istiyoruz. Ama evvelâ şunu söyleyelim ki, İslâm âlimlerinin buyurduklarına göre, "Osmanlı Devleti, Eshâb-ı kirâmdan sonra, dîn-i İslâma en büyük hizmeti yapan çok şerefli bir devlettir."İslâmiyetin doğuşundan itibâren onsekizinci yüzyıla gelinceye kadar, çeşitli İslâm memleketlerinde yetişen âlimlerin bir ibâdet vecdi içinde geceli-gündüzlü yaptıkları çalışmalar, dünyayı her bakımdan aydınlatmış, yeni yeni ilmî keşifler ve teknik buluşlar insanlığa hediye edilmiştir.Asırlar boyunca, şehirler imâr edilmiş, yollar açılmış; câmiler, medreseler, hastahâneler, çeşmeler, üniversiteler, hânlar, hamâmlar, çeşitli vakıf eserleriyle beldeler imâr edilmiş, güzelleştirilmiştir. Böylece insanların hayât seviyeleri yükseltilmiştir.Kubbelerin hâkim olduğu bir mimârî tarzıyla yapılmış câmiler, medreseler, sarâylar, sosyal tesisler ile süslenen şehirler, yetiştirdikleri ilim ve fen adamlarıyla da insanlığa ışık saçmışlardır. [Konumuza, inşâallah yarın da devam edelim.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.