Sevgili Peygamberimize gelen ilk vahiy...

A -
A +

Resûlullah Efendimiz, Peygamberliği kendisine bildirilmeden önce, Mekke-i Mükerreme’de Nûr dağındaki Hırâ Mağarası’nda tefekkür ve ibâdetle meşgûl olurdu...

 

 
 
Allahü teâlânın, bütün insanlara ve cinnîlere Peygamber olarak gönderdiği, son ve en üstün Peygamber olan Muhammed (aleyhisselâm) doğmadan birkaç ay önce babası, altı yaşında iken de annesi vefât etti. Sekiz yaşına kadar dedesi Abdülmuttalib'in, onun ölümü üzerine ise amcası Ebû Tâlib'in yanında kaldı. Yirmi beş yaşında Hadîcetü'l-Kübrâ vâlidemizle evlendi.
Allahü teâlâ tarafından âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Sevgili Peygamberimizin, kırk yaşında iken, bütün insanlara ve cinnîlere, Peygamber olduğu, bildirildi. Elliiki yaşında iken “İsrâ ve Mi'râc Mu’cizesi” vuku buldu. Mîlâdî 622 yılında 53 yaşında Mekke'den Medîne'ye hicret etti.
Bizzât kendisi iştirâk ederek ve Başkumandan olarak yirmiyedi kerre muhârebe yaptı. Ayrıca birçok yere pekçok seriyye de gönderdi.
632 (H. 11) senesinde yine Rebîul-evvel ayının onikisinde Pazartesi günü öğleden evvel, Medîne'deki Mescid-i Nebevî'nin bitişiğindeki, zevcelerinden Hazret-i Âişe'nin (radıyallahü anhâ) odasında [hicrî-kamerî 63, mîlâdî 61] yaşında iken vefât etti. Vefât ettiği yere de defnedildi.
Peygamber Efendimiz, 40 yaşında iken, Peygamberliği henüz kendisine bildirilmeden önce, Mekke-i Mükerreme’de Nûr dağındaki Hırâ Mağarası’nda tefekkür ve ibâdetle meşgûl olurken, Cebrâil (aleyhisselâm), ramazan ayının 17. gecesi gelip, ilk İlâhî emri getirmişti. Bilindiği gibi, bu gelen ilk vahiy,“Alak Sûresi”nin ilk beş âyet-i kerîmesi idi. Meâl-i âlîsi şöyledir:
"(Ey Habibim Muhammed!) Yaratıcı Rabbinin (Allahü teâlânın) adı ile oku. O, insanı alaktan (yani pıhtılaşmış kandan) yarattı. Oku, senin Rabbin, en büyük kerem sâhibidir. O, kalemle (yazı yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediğini O öğretti (yani öğretir)."
Cihânı aydınlatan İslâm güneşi işte böyle doğmuş, Kur'ân-ı kerîm, takrîben 23 senede [22 sene, 2 ay 22 gün zarfında] indirilmiştir. Peygamber Efendimiz, İslâm'ı teblîğe yirmi üç sene devâm etmiş; bunun onüç senesi Mekke-i mükerreme’de, on yılı da Medine-i münevvere'de geçmiştir.
Peygamber Efendimiz, en büyük mucize olarak Kur’ân-ı kerîmi ortaya koymuştur ki, 1.400 küsur seneden beri, “bunun bir benzerini veya on sûresinin benzerini söyleyemezsiniz” diye meydan okuduğu hâlde, dünyanın her tarafındaki bütün İslâm düşmanları el ele vererek, mallar, servetler dökerek uğraştıkları hâlde söyleyemediler. Hattâ 6.236 âyetinden [yuvarlak hesapla 6.666 âyet diyoruz; bazı âyetlerin birleştirilmesi ve besmelelerin âyet sayılıp sayılmamasına göre böyle farklı rakamlar var; yoksa Kur’ân-ı kerîmde herhangi bir noksanlık veya fazlalık söz konusu değil] birine benzer herhangi bir âyet ortaya koyamadılar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.