Dinimizde birlik ve beraberliğin önemi

A -
A +
Cemiyetlerde arzulanan, toplumlarda istenen şey, “Barış” ve “Huzur”dur. İstisnâsız bütün insanlar mutlu olmak isterler, mesut ve bahtiyâr bir hayat yaşamak isterler...   Allahü teâlâ, kullarından ne istemektedir? İmân etmelerini, verdiği nimetlere şükretmelerini, kendisine kulluk etmelerini, kardeş olmalarını, sevişmelerini, yardımlaşmalarını istemektedir. Peygamberlerin ana hedefleri nelerdir? İyi fert, iyi âile ve iyi cemiyet teşkilidir. Bütün insanların dünya ve âhiret saadetine kavuşmalarıdır. Peygamberler, emir ve yasaklarında hep 5 şeyin korunmasını gözetmişlerdir: 1- Dînin, 2- Aklın, 3- Nefsin [Cânın], 4- Neslin [Irzın, nâmûsun] ve 5- Mâlın korunması... Mukaddes kitapların [100'ü suhuf, 4'ü büyük kitap] ana gâyesi de insân-ı kâmil meydâna getirmektir. Dünyada rahat ve huzur içerisinde yaşayabilmek ve âhirette de ebedî saadete kavuşabilmek için, Allahü teâlânın ve Peygamberlerinin emir ve yasaklarına riâyet etmek yani İslâmiyete uymak lâzımdır. Mukaddes dînimiz İslâmiyet, “silm” kökünden gelmektedir; o da "barış" demektir. Harplerde bile ana gâye barıştır. Bilindiği üzere, İslâm Târihi boyunca, harplerde yapılan üç teklif var: 1- Gelin Müslümân olun, dîn kardeşi olalım. 2- Cizye verin, biz de sizlerin cân, mâl ve ırzlarınızı koruyalım; berâberce huzûr içerisinde yaşayalım. 3- Bunların hiçbirini yapmazsanız kılıçlar hakem olsun... Görüldüğü gibi, harplerde bile maksat öldürmek değil, yaşatmaktır. Kardeşi Hâbil’i öldüren, ilk kan döken ve kâtillerin başı olan, Hazret-i Âdem’in oğlu Kâbil’e her katilden pay ayrılmaktadır. Çünkü kötü bir çığır açmış, büyük bir bidat çıkarmıştır. İyi çığır açana da büyük sevaplar var. [Bu konuda bir hadîs-i şerîf de var.] Hazret-i Nûh’un, Hazret-i İbrâhîm’in, Hazret-i Mûsâ’nın, Hazret-i Îsâ’nın ve nihâyet Sevgili Peygamberimizin, insanlardan maddî bir arzuları olmuş mudur? Bunların dünyevî bir maksatları olabilir mi? Ama kendilerine neler yapıldığını, Peygamberler Târihi kitaplarında okuyoruz. İslâmiyet 2 madde hâlinde özetlenmiştir: “Et-Ta’zîmü li-emrillah ve’ş-Şefekatü li-halkıllah.” Yani Allahü teâlânın emirlerine tazîmde bulunmak, mahlûkata da şefkat etmek. Medeniyet de: “Ta’mîru'l-bilâd ve terfîhü’l-ıbâd” şeklinde tarif ediliyor. Bunun manası da, beldeleri imâr etme, kulları refâha kavuşturma demektir... Bütün bu anlatılanlara baktığımızda, cemiyetlerde arzulanan, toplumlarda istenen şeyin, “Barış” ve “Huzur” olduğunu görüyoruz. İstisnâsız bütün insanlar mutlu olmak isterler, mesut ve bahtiyâr bir hayat yaşamak isterler. 5 vakit namaz, cuma namazı, hac ibâdeti, bayram namazları ve günleri, birlik-berâberlik ve kardeşlik duygularının pekiştirildiği, dargınların-küskünlerin barıştıkları, yoksulların sevindirildikleri, bütün dirilerin ve ölülerin sevindikleri, günâhların affedildiği günlerdir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.