Peygamberlerden sonra insanların en iyileri...

A -
A +

Eshâb-ı kirâmın hepsi de, doğru bir itikâda sâhip ve bidatten uzak idiler. Peygamber Efendimiz için, dîn-i İslâm için, cânlarını ve mâllarını fedâ edebilen insanlardı.

 
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîminde, Âl-i İmrân Sûresinin 110. âyet-i kerîmesinde (meâlen), "Siz insanlar için çıkarılmış ümmetlerin en hayırlısı olmak üzere yaratıldınız; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu..." buyurdu. Yani Peygamberlerden sonra, bütün insanların en iyilerisiniz.
Tevbe Sûresinin 100. âyet-i kerîmesinde (meâlen): "(İslâm dînine girme husûsunda) öne geçen ilk muhâcirler ve ensâr ile onlara güzellikle tâbi olanlar var ya, işte Allah onlardan râzı olmuştur, onlar da Allah'tan râzı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan Cennetler hazırlamıştır. İşte bu, büyük kurtuluşturbuyuruldu.
Enfâl Sûresinin 64. âyet-i kerîmesinde de, Allahü teâlâ, sevgili Peygamberine (sallallahü aleyhi ve sellem), "Sana ve sana tâbi’ olan müminlere, Allahü teâlâ yetişir" buyurdu.
Fetih Sûresinin 29. âyet-i kerîmesinde de (meâlen) buyuruluyor ki:
"Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) Allahü teâlânın Peygamberidir ve Onunla birlikte bulunanların [yani Eshâb-ı kirâmın] hepsi, kâfirlere karşı şiddetlidirler; fakat, birbirlerine karşı merhametli, yumuşaktırlar..."
Bu âyet-i kerîme, yalnız indiği zamanda bulunan Eshâb-ı kirâmın değil, sonra îmâna gelecek olan Sahâbenin de şânını bildirmektedir.
Özet olarak söylemek gerekirse:
Eshâb-ı kirâmın hepsi de, doğru bir itikâda sâhip ve bidatten uzak idiler. İbâdetleri, Peygamber Efendimizden gördükleri şekilde, sahîh bir ibâdet idi. Kendi aralarında şefkat ve merhametli, birbirlerini çok seven, kâfirlere karşı çok şiddetli, emr-i ma'rûf ve nehy-i münkerde bulunan ve cihâd yapan, Allahü teâlâ için, Peygamber Efendimiz için, dîn-i İslâm için, cânlarını ve mâllarını fedâ edebilen insanlardı.
Şimdi dış güçler ve bazı iç mihrâklar, Allahü teâlânın, bütün insanlığa lütfettiği, en son hak dîn olan İslâmiyetin içini boşaltmak, Yahûdîlik-Hıristiyânlık karışımı bir dîn meydâna getirmek ve sonunda yok etmek istemektedirler. Kur'ân-ı kerîmi tahrîf etmek, Peygamber Efendimizi saf dışı bırakmak ve İslâmın sahîh akîdesini bozmak istemektedirler. Bütün Müslümânlar, bu şer odaklarına karşı uyanık olmalıdırlar.
Dünyâda, insanlığın başlangıcından bu yana gelmiş-geçmiş bütün mahlûkâtın en fazîletlisi/en üstünü, en yükseği, en şereflisi olan Sevgili Peygamberimizin, "Asr-ı Saâdet"te ortaya koyduğu "Vahiy Medeniyeti"ne sâhip çıkmalıyız; dâimâ hak ve adâletin yanında yer alan; ilim-irfân-ahlâk-fazîlet-hakkâniyet ve insan haklarından yana olan; en yüksek bir kültürü temsîl eden Selçuklu ve Osmânlının yolunda olmalıyız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.