'Teknoloji' tamam da,ne kadar?

A -
A +

'Rekabet şiddetleniyor!' Bu cümle son yirmi yıldır daha sık kullanılmaya başlandı. Aslında rekabet insanlık tarihi kadar eski bir kavram ve gerçek. Ancak iş hayatında karşı köşedeki ya da en fazla kendi mahallesindeki, hadi hadi kendi kasabasındaki rakiplerini dikkate almaya alışmışken birdenbire global rekabetle karşılaşan yöneticiler ve şirketler büyük sıkıntı yaşıyorlar. Eskiden müşterinin çok sınırlı olan seçme imkânı dolayısıyla gününü gün edenler, şimdilerde korkunç boyutlara varan seçme imkânları sebebiyle zordalar. Müşterinin elektronik haberleşmenin sağladığı imkânlardan faydalanarak sağladığı avantajı klasik metodlarla dengelemeye çalışanlar, yani 'Kardeşim, nereden çıkarıyorsunuz bu yok internetten satışı, bilmem CRM'yi, bakın işinize. Bende öyle hava cıvaya BİT'e mit'e, ERP'ye milyonlar ayıracak göz var mı? Bunlar Amerikan salataları, malını adam gibi üret müşteri gelir seni bulur' diyenler sonlarını hazırlıyorlar. Şimdi madalyonun tersine bakalım. Bir de yaptığı iş ve sektörü itibarıyla hiç ihtiyacı olmadığı halde gösteriş olsun diye BİT'e (Bilgi İşlem Teknolojilerine) ya da CRM'ye (Customer Relationship Mangement) 'Müşteri İlişkileri Yönetimine' ya da ERP (Enterpreuner Resoursce Planing) 'Kurumsal Kaynak Planlaması' gibi çok pahalı sistemlere yatırım yapmak da akıllıca bir şey değil. Çünkü bu söylediklerimiz bazen çok basit işlemlerle halledilebilecek konular oluyor. İşte bunun için her türlü teknolojiye yatırım yapmadan önce oturup çok iyi düşünmek gerekiyor. Meselenin diğer bir yönü de çalışanları yeni teknolojilere etkili eğitim seminerleri ile önceden hazırlamak gereğidir. Bu eğitim faaliyetleri önceden yapılmadığı için bazı hallerde yeni teknolojiler başa dert bile olabiliyor. Bu konularda merakınız varsa MESS'in (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) son çıkardığı 'Teknolojiyi Stratejiyle Bağdaştırmak' konulu Harvard Business Review kitapçığına biraz zaman ayırın. Bu dergicik insanın ufkunu gerçekten genişletiyor. Çünkü makaleler hayattan alınmış örnekler (Case Study)lerle destekleniyor. Hani ne derler 'Eşekten düşenin derdinden eşekten düşenler anlar.' Kolay gelsin...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.