"Adam ailesine karşı çok sorumsuzmuş!.."

A -
A +
"Yarın sabah erkenden gideceksin ve o adamı yalnız başına alıp buraya getireceksin!.."
 
 
İdris hemen buzdolabından bir şişe meyve suyu aldı, bir paket de sakız uzattı. Turgut cebinden bütün bir banknot çıkarttı:
- Tamam, üstü kalsın, üstü de verdiğin bilgiler için. Haydi, sağlıkla kal, iyi işler.
İdris hayretle baktı elindeki paraya. Hoşuna gitmişti...
“Yaşar kedi olalı bir fare tuttu yahu...” diye mırıldandı kendi kendine. Onun sayesinde para kazanmıştı. Turgut hızlı adımlarla sokaktan aşağıya doğru inip caddeye geldi. Bir taksi çevirip adresi verdi. Kırk beş dakika sonra köşkün kapısındaydı. Koşar adımlarla çıktı merdivenleri. Kapıyı açan uşak Mehmet’e:
- Ferit Bey içeride mi? diye sordu. Az sonra Ferit Beyin çalışma odasındaydı. Adam gözünde gözlükleri kitap okuyordu. Turgut’un geldiğini görünce başıyla kapıyı kapatmasını söyledi ve elindeki kitabı bırakıp arkasına yaslandı. Heyecanla anlatılacakları bekliyordu...
           ***
Turgut saygılı bir şekilde selamladı Ferit Kozdağlı’yı.
- İstediğiniz gibi peşlerinden gittim efendim. Sizin ilgilendiğiniz adam İstanbul’un en gelişmemiş semtlerinden birinde ev demeye bin şahit isteyen bir gecekonduda oturuyor. Gecekondu bile denemez. Bir baraka. İki çocuğu varmış. Biri beş altı yaşlarında diğeri de üç aylık. İşsiz güçsüz, pek sevilmeyen bir adam. Avare yani. Semtin bakkalıyla konuştum. Çok şikâyet etti adamdan. Bakkala çok borcu varmış. Bakkal “karısına ve çocuklarına acımasam zırnık vermeyeceğim” diyor... Durum böyle. Adam ailesine karşı son derece sorumsuzmuş.
Ferit duyduklarından memnun olmuş gibiydi:
- Teşekkürler Turgut. Şimdi yarın sabah erkenden gideceksin ve o adamı yalnız başına alıp buraya getireceksin. Yanında kimse, hele bugün beraber geldiği adam sakın olmasın. Hiçbir şey söyleme. Arabayı al ve hemen tutup getir.
Turgut başını salladı:
- Başüstüne Ferit Bey. Başka bir emriniz?
- Gidebilirsin Turgut, teşekkür ederim.
Adam dışarı çıktıktan sonra arkasına yaslandı Ferit Bey. Dudaklarını ıslattı diliyle. Eğer düşündüklerini yapabilirse karısına çok yakında beklediği müjdeyi verecekti. Hemen telefona sarıldı ve avukatı İhsan Demir’i aradı.
- İhsan Bey, yarın sabah saat dokuz buçukta köşke gelmenizi istiyorum.
Bu işi de hallettikten sonra ağır hareketlerle yerinden kalkıp odadan çıktı. Öğle yemeğini karısıyla birlikte dışarıda yedikten sonra biraz yürümüşler, temiz hava almışlardı. Bu gezinti İpek Hanıma iyi gelmiş olacak ki akşam oldukça konuşkandı. Onun bu canlı hâli Ferit Beyi çok mutlu ediyordu. Akşam yemeğinden sonra Ferit Bey çalışma odasına çekilince İpek Hanım biraz televizyon seyretmiş, ardından da atölyesine çekilerek üzerinde çalıştığı seramiklerle ilgilenmeye başlamıştı... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.