"Ferit Bey sizinle görüşmek istiyor"

A -
A +
Ferit Bey yine masasında oturuyordu. Sanki dünden beri oradan hiç kalkmamış gibiydi...
 
İpek Hanım, köşkün arka tarafındaki müştemilatı atölye hâline getirmişti. Orada özel olarak yaptırılan seramik fırını ve aletleri vardı. Boş zamanlarında bütün zamanı bu atölyede geçiyordu. Birbirinden güzel eserler meydana getiriyordu. Bütün bunları sadece zevk için yapıyor, eserlerini hayır kurumlarına kermeslerinde satılması için bağışlıyordu...
Ferit Bey odasından çıktıktan sonra karısının atölyesine geldi. Yavaşça kapıyı aralayıp içeriye baktı. İpek Hanım oldukça dikkatli bir şekilde yeni yaptığı seramik vazoyla meşguldü. Onun motiflerinin boyama işlemini yapıyordu. Birden başını çevirip kocasını gördü kapıda. Gülümsedi:
- Beni ziyarete mi geldin?
Ferit Bey şefkatle baktı karısına. Onun için yapmayacağı hiçbir şey yoktu hayatta...
             ***
Yaşar sabah kalkar kalkmaz bağırmaya başladı. Hacer bir köşeye sinmiş, kocasının şiddet uygulamasından korkarak sessizce oturuyordu. Yaşar gürültülü bir şekilde boğazını temizledikten sonra küfürler savurarak kapıyı hızla çarpıp evden çıktı. Sabah doğru dürüst bir kahvaltı göremediği için bağırıp çağırmıştı. İçindeki isyanları ve çaresizliği bu şekilde çıkıyordu dışarıya. O da biliyordu karısının elinde hiçbir şey olmadığını. Bunun sorumluluğunun üzerinde olması fevkalade rahatsız ediyordu kendisini ve yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali zavallı Hacer’e yükleniyordu. Dışarı çıkar çıkmaz bir sigara yaktı. Ağır adımlarla yürümeye başladı. Arkasından yaklaşan lüks arabayı tam yanı başına geldiği zaman fark etti. Meraklı bir şekilde durdu. Arabadan inen Turgut adama yaklaştı:
- Yaşar Bey, sizinle görüşmek istiyoruz.
Yaşar şaşkınlıkla bakındı etrafına. Bu sözlerin kendisine söylendiğinden emin olmak istiyordu.
- Bana mı dedin?
Turgut gülümsedi:
- Evet, Ferit Bey sizinle tek başınıza görüşmek istiyor. Lütfen arabaya binin.
Yaşar dudak büktü:
- Ne istiyorsunuz benden, ben tanımam Ferit Beyi falan...
Turgut sakin bir şekilde devam etti:
- Ferit Kozdağlı dün ziyaret ettiğiniz beyefendi. Sizinle konuşmak istiyor.
Omuzlarını kaldırdı Yaşar ve arabaya bindi. Turgut yol boyunca hiçbir şey konuşmadı. Bir gün önce arkadaşı Haydar’la birlikte geldikleri köşkün kapısından girerken yine hayranlıkla bakıyordu çevresine. Arabadan iner inmez Turgut eliyle kapıyı işaret etti:
- Buyurun... İçeri girelim.
Kapıda aniden beliriveren uşak ciddi bir şekilde yana çekilip onları içeri aldı. Turgut fısıldadı:
- Beyefendi çalışma odasında mı?
Uşak saygıyla başını salladı:
- Evet Turgut Bey, sizi bekliyor. Böyle buyurun, ben haber vereyim.
Biraz sonra Yaşar’ın bir gün önceden aşina olduğu odanın kapısı ardına kadar açıldı. Ferit Bey yine masasında oturuyordu. Sanki dünden beri oradan hiç kalkmamış gibiydi... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.