Kapıyı açar açmaz yediği yumrukla savruldu!..

A -
A +
Hacer yan gözle oğluna baktı. Küçük çocuğun gözlerinde sanki şimşekler çakıyordu.
 
Yaşar, Dışarı çıktığı zaman günlerdir görmediği güneş gözlerini kamaştırdı. Cebindeki paranın bir miktarıyla bir sandviç aldı. Aklı Hacer’in yeni doğacak bebeğindeydi!.. 
              ***
Hacer akşam pazarının atılmış mallarından topladığı bir torba yiyeceği eve getirip güzelce yıkadı. Biraz domates, bir tane karnabahar, birkaç tane de elma bulmuştu. Dış yaprakları çürümüş, pörsümüş bir marul ile birkaç tane de soğan vardı topladıkları arasında. Hemen tencereyi koyup bir yemek pişirdi. Hakan sabahki konuşmasından sonra bir daha hiç ağzını açmamıştı. Kendi başına sedirde oturuyor, camdan dışarı bakıyordu. Hacer onun küçücük kafasından neler geçtiğini bilmeyi çok isterdi. Yemeğin altını kapattığı sırada kapının şiddetle vurulduğunu duyarak irkildi. Yaşar’ın sesi evin içine dolmuştu:
- Kız Hacer! Aç şu kapıyı, aç dedim sana.
Hacer yan gözle oğluna baktı. Küçük çocuğun gözlerinde sanki şimşekler çakıyordu. Hemen fırladı ve kapıya gitti. Kapıyı açar açmaz suratının ortasına bir yumruk yiyerek savruldu:
- Bu kadar saat bekletilir mi adam kapıda yahu! Neredesin sen?
Hacer kanayan burnunu eliyle kapatarak hiçbir şey söylemeden çeşmeye gitti ve burnunu yıkadı. Yaşar odaya dalmıştı. Suratını buruşturarak Hakan’a baktı:
- Ne oturuyorsun burada? Kalk çabuk, yıkılın karşımdan.
Küçük çocuk korkuyla fırladı yerinden. Yaşar, oğlunun arkasından baktı. Aklına cin gibi bir fikir gelmişti. Eğer sıkı bir araştırma yaparsa belki Hakan’ı da alacak birileri, isteyen birilerini bulabilirdi!
Hacer ellerini önünde kavuşturmuş kapının kenarında duruyordu. Yaşar sevimsiz bir şekilde baktı karısına:
- Ne istiyorsun? Para falan yok, bir şey kalmadı... Zaten ucuza verdik kızı... Gidip bir kere daha konuşayım şu adamla... Adam zengin, köşkte yaşıyor, şoförler, uşaklar, hizmetçiler...
Hacer yutkundu:
- Artık bir şey alamazsın, mahkeme karar verdi madem...
Yaşar öfkeyle döndü:
- Çok biliyorsun sen! Bir an önce şu karnındakini doğur da onu da halledelim... İyi para var bu işte. Şu oğlanı da verecek bir yer bulsam...
Hakan kapının ağzında babasının söylediklerini duyunca küçücük yüreği deli gibi çarpmaya başlamıştı. Hacer bir şeyler söylemek için yeltendiği sırada Yaşar’ın öfke dolu bakışlarını görünce sustu. Dayak yemek istemiyordu. Söylediğinin nasıl olsa bir etkisi olmadığı gibi bir de üstüne üstlük canı yanacaktı. Yaşar üst üste birkaç sigara içtikten sonra sedirde sızıp kaldı. Günlerce kumar masasının başında uykusuz geçen gecelere vücudu artık dayanamamıştı. Hakan ise oda kapısının önünde şaşkın ve korku dolu gözlerle ona bakıyordu. Hacer gidip oğlunu kucakladı:
- Sakın korkma yavrum, ben seni kimselere vermem.
Hakan tedirgindi annesine güvensiz bir bakış fırlattı. Yutkundu. Hiçbir şey söylemedi... DEVAMI YARIN
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.