Lars Olsen’den Jan Durica’ya…

Oynadığı takımlarda istikrar abidesi olan Durica, tecrübesiyle Süper Lig’in kalburüstü oyuncularından biri olacak.

Size bir şey diyeyim mi? Bu Jan Durica çok yakında Trabzonspor’un yıldızı, kaptanı, değişmezi ve gelecekte de unutulmazı olur!
Tıpkı 1991-92 sezonunda aynı bölgede oynayan Danimarkalı Lars Olsen gibi…
Abi, adamın bir tane lüzumsuz dokunuşu, bir tane riskli hareketi yok. Ee, insan boşuna Slovakya Milli Takımının sigortası olmuyor. 
Keşke biraz daha genç gelseydi ülkemize…
Trabzonspor’da övgüyle bahsedecek başka şeyler de var.
Sağda Onazi'nin solda Castillo rakiplerin dumanını attıracak gibi görünüyor.
İki esmer yıldız, hareketli, süratli, kıvrak ve teknik futbollarıyla isimlerinden çok söz ettirecekler.
Özellikle Onazi’nin  transferinde kimin payı varsa, tebrikler.
Başka?
Yeniden takıma dönen Uğur…  Trabzon’un çocukları Zeki, Yusuf ve Muhammet… 
Bunlar, seyirci desteğine ihtiyaç duyan amatörler…
Dün tribünler boş olduğu için biraz tutuk göründüler.
Mehmet Ekici büyük profesyonel… Erkan Zengin’le rekabetten kurtulmuş olarak takıma ağırlığını koyacaktır.
Bütün bu kırık dökük değerlendirmeler de gösteriyor ki, takımda henüz “Ersun Yanal futbolundan” bahsetmek mümkün değil.

İronik bir şekilde “küçülme” parolasıyla yola çıkan Kasımpaşa, zorlu Avni Aker deplasmanında iyi mücadele etti, çok boğuştu, hatta sert oynadı, beraberlik şansı da buldu ama bir basit hataya boyun eğdi.
Avni Aker demişken… Dünyanın en orijinal statlarından biri olan Akyazı’ya taşınmaya hazırlanan Trabzonspor, Avni Aker’i boş vermiş gibi… Zemin bakımsızdı.

Maçın adamı Jan Durica: İyi yer tutuşu ve isabetli müdahaleleriyle defansın sigortası olduğunu gösterdi.