Rıza Efendi 2 gol 3 puan

Rıza Çalımbay... Gittiği her takımda “fark edilen” adam... Akhisar’dan 6 gol yiyen bir takımı bu hale getirmek inanılmaz...

¥ Öyle bir tempo ki, insan not almaya, yazı yazmaya vakit bulamıyor. Say ki, tenis maçı… Top bir o kalede, bir bu kalede… Teşekkürler çocuklar!
¥ Şu net: Geride kalan 10 haftada Galatasaray hiç bu kadar baskı altında kalmamıştı. Muslera’nın ceza sahasında hiç bu kadar rakip oyuncu fink atmamıştı. Bunun mimarı Rıza Çalımbay’dır!
¥ Hoca tercihlerine bakarsak… Latovlevici - Linnes değişikliği çok şeyi değiştirmedi Galatasaray’da... (Belhanda’nın yokluğu için aynı şeyi söylemek zor.) Sosa ve Abdulkadir’i kenarda tutmak işe yaradı Trabzon’da… 
¥ Stoperdeki sakarlıklarını, yaptırdığı penaltıları ve kendi kalesine attığı golleri düşünürsek Okay Yokuşlu’yu öne almak en doğru işiydi Rıza Hoca’nın… 
¥ Toplam gol pozisyonlarına bakarsak, Trabzonspor’un bariz üstünlüğü var. Göztepe’ye, Alanya’ya yenilen, Akhisar’dan 6 gol yiyen takım bu mu? 
¥ Gerilim dakikasına gelirsek… Olcay Şahan “kaşındı.” Ama Feghouli sakin kalabilseydi 11’e 10’la maç değişecekti. 
¥ 10’a 10 maçta hocalar doğacak boş alanlar için süratli oyuncuları sahaya sürdü. Selçuk - Rodrigues ve Bero - Abdülkadir değişiklikleri doğruydu.
¥ Ama dediğim gibi Trabzonspor kılık değiştirmişti; sezona yeni başlayan iştahlı bir takım görüntüsündeydi ve bu maçı alacaktı. 
¥ Okay Yokuşlu ve Mustafa Akbaş ile sinyalini veren gol, “Galatasaray’ın belalısı” N’Doye ile geldi ikinci yarının hemen başında… 
¥ Trabzonspor’a daha bir güven getiren bu gol, Yusuf Yazıcı’nın jeneriklik vuruşu ile perçinlendi. 
¥ Garry Rodrigues müthiş hareketlerle muhteşem bir gol atarken İgor Tudor’a yedek oturamayacağının mesajını verdi.
¥ Maçın toplamına bakarsak, futbolcuların çoğu kötü niyetliydi; goller geldikçe Galatasaraylı futbolcular biraz daha sinirlendi. 
¥ Sonuç olarak, Galatasaray bir yerde takılacaktı; bu hüsranı, ilk puan kaybını yaşadığı Rıza Çalımbay’a karşı alması ilginç bir not oldu.

MAÇIN ADAMI: Onazi