Senfonik anarşi

A -
A +
Koskoca bir müzik fabrikası kurmuşlar ülkede. İçeride bir sürü oda, bantta binlerce insan...
Birinci odadaki işçiler el çabukluğuyla notaları diziyor...
İkinci odada alelacele söz giydiriliyor notalara...
Ve sırada bekleyen gençlerden bir tanesi koşarak gelip şarkıyı okuyor.  Şarkıyı okuması bitince, yan odada kamera ve ışıklarla bekleyen bir ekibin bulunduğu odaya geçiyor.
Garip figürlerle dans eden grubun önünde şarkıyı son kez söyledikten sonra konsere hazırlanmak için giyinmeye götürülüyor.
Son odada başka bir ekip görüntüleri hızlıca montajlayıp üretimi sonlandırıyor.
-
Fabrikanın arka kapısında bandın ucundan birkaç dakikada bir şarkı dökülüyor dışarı. Çevreye birikmiş milyonlarca insan bu kırık dökük notaları tüketmek için hazır bekliyor.
Ruhlar çok aç olduğu için seçim falan yok.
Geleni yutuyorlar.
Hazımsızlık çeken ruhlar birikiyor fabrikanın çevresinde. Ağlayan kızlar "seni seviyorum" diye kendini parçalıyor sıradaki genç için...
Kalabalığın kollarından ve ayaklarından sarkan zincirler görünüyor. Zincirlerin ucu fabrikaya bağlı... Zincirden kurtulmaya çalışanların yanına hemen bir ekip gidip, "Hayallerinin peşini bırakma. Dans et ve ruhunu serbest bırak. Hayatın ritmini yakala! Sen özgürsün!" türünden şeyler söylüyorlar.
Zincirlerini zorlayan kişiler bu sözler üzerine vaz geçip neşeyle dans etmeye ve anlamsız şarkı sözlerini tekrarlamaya devam ediyorlar.
-
Patronlar bir yandan albümlerin satış grafiklerini takip ediyor, bir yandan da saatlerine bakıyorlar. Gençler için biçtikleri şöhret süresi biter bitmez hemen bir ekip gönderip kalabalığın içinden aldırıyorlar.
Ve çığlıklar dinmeden yeni birisi atılıyor kalabalığın ortasına.
Henüz bir önceki şarkının nakaratını tamamlayamadan insanların diline yeni bir şarkı dolanıyor. Bir an bocaladıktan sonra neşeyle bir sonraki şarkının sözlerini tekrar etmeye başlıyorlar.
Işıkların içinden birden çekip alınan gençler şaşkın... Kamaşan gözlerini normal ışığa alıştırmaya çalışıyorlar.
Pop-corn gibi patlayıp biten şarkılarını mırıldanarak uzaklaşıyorlar.
-
Koskoca bir müzik fabrikası kurmuşlar ülkede...
Bir yandan gürültü, bir yandan da bu gürültüden rahatsız olmayacak kulaklar üretiyorlar.
Müzik birden dursa, milyonlarca insanın ellerinden ve ayaklarından sarkan zincirlerin şakırtısıyla inleyecek her yer...
Bu yüzden hiç durmuyor.
Alışkanlığın zinciri önce hissedilmeyecek kadar hafif, sonra kırılamayacak kadar güçlü oluyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.