Sütliman

A -
A +
Vefat haberleri herkesi etkiler.
Taziyede, cenazede insanlar biraz kendine gelir. Gündelik hayatın sıkıntıları anlamını kaybeder. Ölümü hatırlayan insan kısa süreliğine de olsa derinleşir.
Gasilhane, mezar yeri, cenaze namazı, mevta gibi kelimeler gelip cümlelere yerleşince, ortalık sütliman olur.
Maaş hesabı olduğu halde EFT işleminden para kesildi diye kimse sıkıntı yapmaz böyle durumlarda. Frene basınca arabanın arkasından gelen ses unutulur. Sigorta primlerinin tam yatıp yatmadığıyla ilgili duyulan endişe başı önünde uzaklaşır.
Kariyer planları, çocukların eğitimi, trafik problemi, evin badanası gibi konular hep bir yerlere kaçışır.
Ama genelde bu etki pek uzun sürmez. Ertesi gün başlayan mesaiyle birlikte, hayatın boş olduğuna dair hisler yavaş yavaş ölür.
Gündelik sıkıntılar yeniden canlanıp bir ömür sürmesi gereken hissiyatı gömer.
Ve üzerine kürek kürek dünya telaşı atar.
-
Uyanalım diye ardı ardına alarmlar çalıyor.
Ama biz biraz daha uyuyabilmek için uzanıp, el yordamıyla alarmı kapatıyoruz.
Biraz sonra bir daha çalıyor.
Biraz gözümüz aralanır gibi olsa da kapatıp uyuklamaya devam ediyoruz.
Tek avuntumuz uyanamasak da alarmı hâlâ duyuyor olmamız.
-
Hayat ve ölüm üzerine konuşmak ve yazmak kolay... Kelimeleri birbiri ardına sıralayıp rahatlıyor insan.
Ama yazıyla hayat arasında önemli bir fark var!
Yazıda son cümle güzel olmasa da, baş tarafı beğenenler çok umursamaz. Ama hayatın son cümlesi, yaşanan her saniyeyi hükümsüz kılabilme özelliğine sahiptir.
Tek avuntumuz, baş tarafı güzel olan yazıların son cümlesinin de genelde güzel olmasıdır.
Şimdi konu öyle bir yere geldi ki, eskiden yazmış olduğum bir yazıyı tekrarlamak şart oldu;
-
Nutuk atarken hayata olumlu bakmak kolay! Ezberlersin rolünü, çıkar oynarsın.
Ama ölüm döşeğinde ezberlediğini değil, yaşadığını oynayabilirsin ancak.
Birinde rol biter perde kapanır. Diğerinde rol biter perde açılır.
Ve bu gerçek, yaşadığın dakikaları okuduğun kelimelerin efendisi kılar.
Okuduklarınla yaşadıkların uyuşmuyorsa, ancak bir su birikintisindeki gökyüzü kadar derin olabilirsin.
Bana ne kadar çok şey bildiğini anlatma sakın!
En nihayetinde sen, aldığın son nefes ve kurduğun son cümlesin!
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.