Dişisel Gelişim

A -
A +
Bu yazıyı romantizm mağduru Türk erkekleri adına yazıyorum.
Sürekli romantik olmamakla suçlanan erkeklerin haklarını savunmak ve hanımerkil bir topluma doğru gittiğimize dikkatleri çekmek istiyorum.
Amacım, ay ışığında eşine romantik şarkılar söyleyen, haftanın üç günü eve elinde çiçekle gelen, evlilik yıldönümlerini bir ay önceden planlamaya başlayan erkeklerin gerçek yüzlerini göstermek!
-
Bir erkek hiçbir özel günü atlamadan hediye alıp sürpriz yapıyorsa iki ihtimal vardır; Ya yeni evlidir, ya da karısından acayip korkuyordur. Yani karısı tarafından sevmeye ve mutlu etmeye mecbur bırakılmıştır. İşte romantizm ve özel gün şakşakçıları da bu zoraki sevgilerden beslenir.
-
Biz de elbette özel günlerde güzel sözler söyler, hediyeler alırız. Ama güzel sözler mecburiyet olur, aldığımız hediyeler sayılmaya başlanırsa heyecanımızı kaybederiz.
Evlilik imtihanında sözel ya da sayısal performansımızla değil, eşit ağırlıktaki başarımızla değerlendirilmek isteriz.
-
Şunu iyi biliriz ki, akıllı kadın tabiatına uygun hareket eden erkeği sever. Ve haftanın üç günü eve çiçekle gelmek, her özel günü hatırlamak ve sürpriz yapmak erkeğin tabiatına aykırıdır.
Ikea kataloğunu görünce heyecanlanmak, salon halısını değiştireceğimiz günü hayal ederek mutlu olmak da yoktur genlerimizde.
-
Akşamları evde konuşmadan oturduğumuz için suçlanmaktan acayip huylanırız. Sessizliği paylaşabilmenin evliliğin en özel anlarından olduğuna inanırız. Aynı hayata daha fazla konuşma süresi eklemek için tarife değiştirmez, bol mesajlı yıpratma kampanyalarına kanmayız.
-
Biz hayatı ve sevgiyi en saf haliyle yaşamaktan yanayız.
Belki her özel günde sürpriz yapmaz, gün batımında şiirler okuyamayız. Ama bizim sevgimiz bir gün batımında değil, her kalp atımındadır. Fon müziğine, ışığa, kostüme ihtiyaç duymadan severiz. Duygusal anlar için kurgusal maceralara atılmaz, romantik dakikalar için otantik mekânlar aramayız.
-
Sevgimizin tek taşla, bir çift alıntı söz veya iki satır çalıntı şiirle ölçülmesine izin vermeyiz. Bizim sevgimiz ambalaja girmez, duygularımız makyaj tutmaz.
Evet, bazen doğum gününü, bazen de evlilik yıldönümünü unuturuz.
Ama biz oyunu suflesiz oynar, unuttuğumuz yerlerde irticalen saçmalamak yerine satır atlarız. Birkaç replik eksik kaldı diye ne oyunu yarıda keseriz, ne de baştan başlarız.
-
Biz normal erkekleriz. Giderek güçlenen dişisel gelişim karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan türümüzü korumak için mücadele ediyoruz.
Pusmuyoruz, çünkü pustukça sıranın bize geleceğini biliyoruz.
Not: Bu yazı "Yaşadıklarımız Okuduklarımızın Efendisidir" kitabından alınmıştır. Bu arada 08 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.