Algılarımızda değer körelmesi

A -
A +
Bir caddede karşılıklı iki süpermarket olduğunu düşünün. Birincisi çekilişle bir müşterisine Ferrari vereceğini duyuruyor. İkincisi de çekilişle bir Ferrari, üç bilgisayar, beş tablet, on cep telefonu, yüz tane de tişört vereceğini söylüyor. Her iki market de bir Ferrari verecek yani. Ama bir tanesinde arabanın yanında bir sürü başka hediye de var. Bu durumda alışveriş için hangi marketi tercih ederdiniz?            *** Stanford Üniversitesinden Pazarlama Profesörü Uzma Khan’ın yaptığı araştırmaya göre insanlar genelde sadece Ferrari vadeden marketin kampanyasını daha sahici buluyor. Kalabalık listeyi görenlerse, “Kesin bana küçük bir hediye çıkar!” diye düşünüp oraya yönelmiyorlar. Bu yüzden kalabalık hediye grubu olan kampanyaya katılmak daha mantıklı olduğu hâlde, diğerini tercih ediyorlar. Khan bu durumu Değer Körelmesi (Valua Atrophy) olarak tanımlıyor.            *** Yapılan başka bir araştırmada iki farklı gruba hipertansiyon tedavisi için yeni bir ilaç çıktığı söylenmiş. Birinci gruba ilacın yan etkisinin kansere yol açabileceği bilgisi verilmiş. İkinci gruba da yan etki olarak kanserin yanında baş dönmesi, mide bulantısı, ellerde titreme, halsizlik gibi başka belirtiler de eklenmiş. Sonuç olarak birinci grup, ilacın yan etkilerini çok tehlikeli bulurken, ikinci grup yan etkilerin çok da önemli olmadığı sonucuna varmış. İkisinde de kanser riski var. Ama ikinci ve daha kalabalık olan grup yine etkisini azaltmış yani. Sigara paketlerinin üzerinde "Sigara içmek akciğer kanserine yol açar" mesajı belki de bu yüzden çok etkili. Küçük kelimelerle pakete yüz tane hastalık yazılsa ve akciğer kanseri bunlardan biri olsa bu kadar etkili olmaz. Zaten birçok ilaç şirketi de belki en tehlikeli olan yan etkiyi kamufle etmek için önemsiz bir sürü şey sıralıyor. Çocuklara ödül veya ceza verirken, kendimize hedef belirlerken veya birilerine vaatte bulunurken bu araştırma sonuçlarını hatırlamak lazım. Çünkü konu ne olursa olsun listeyi kalabalıklaştırmak, etkiyi seyreltiyor.   Sınırları çizilmemiş özgürlük esarettir   Tercih listelerinin kalabalıklaşması modern insanı çok yordu. Macera, doğum yapacak doktoru seçme telaşıyla başlıyor, ta mezar yerine kadar devam ediyor. O mu, bu mu, şu mu derken bir bakıyoruz hayatımızın neredeyse yarısını bir şeylere karar vermeye çalışarak harcamışız. California’da üniversiteye giriş formunda cinsiyet bölümünde 16 seçenek varmış. Biraz uç bir örnek oldu ama tercihlerin artmasıyla birlikte sıkıntıların arttığını çok net göstermesi açısından önemli.   Alternatiflerin çoğalması insanda yapay bir özgürlük hissi de oluşturuyor. Yapay diyorum, çünkü seçenekleri sunanlar, neyi seçmemiz gerektiğini zaten belirlemiş oluyor. Firmaların “Özgür olun” sloganıyla başlayan reklamları “Bizim ürünümüzü alın” diye bitiyor. Böyle saçmalık olur mu? Biz özgür irademizle hayata dair tercihler falan yaptığımızı zannederken, aslında bilinçaltımızda saklanan mesajların esareti altında inim inim inliyoruz. Bu iniltiler arttığında da içimizde sebepsiz bir sıkıntı başlıyor.   Daha doğrusu sebebi belli de biz fark edemiyoruz.   Çoktan seçmeli hayatlar   Menüde yüz farklı yemek olması ilk başta çok cazip gözükebilir. Ama açık büfede birkaç gün geçiren insan, hiçbir soruya maruz kalmadan sofraya konuveren tarhana çorbasının sadeliğini arıyor. Kısacık dünya hayatında tercih listelerini uzatmak yerine, doğru tercihler üzerinde harcanan zamanı uzatmak çok daha mantıklı.   Tatile giderken, giyinirken, alışveriş yaparken, evlenirken hep bu kurala göre hareket etmek lazım. Tabii ölümden sonrasına hazırlanırken de… Kendi menfaati için bizim aklımızı bize pazarlayan, rasyonalizmi ve özgürlüğü promosyon malzemesi olarak kullananlardan artık gına geldi!  Herkesin kafasına göre hareket ettiği bir dünyada oluşacak senfonik anarşiyi düşünsenize! Dünya, sadece aklına güvenen veya adına bilim denen kısa dönem buluşlara 'tapan' karar yorgunu insanlarla dolu. Bir büyüğü tanıyan ve her işini ona danışan insanlara ne mutlu!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.