YİNE, YENİ, YENİDEN

A -
A +
Millî Eğitim Bakanlığı 5 yıllık stratejik planı genel hatlarıyla açıkladı. Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Hayırlı işin mânisi çok olur derler. Ama hayırlı bir şey söylendiğinde hemen mâniler üzerine yoğunlaşıp, “Olmaz bu iş” demek de insanı ve genel olarak bütün ülkeyi çok yoruyor.
Bu yüzden mâniler üzerinden değil, 'yani’ler üzerinden gidelim.
Ve bu hafta stratejik planın satır başlarına uğrayıp, biraz hasbihâl edelim.
 
            Planlanan & Umulan
 
- Erken çocukluktan lise mezuniyetine kadar her çocuk için bir “e-portfolyo” (e-dosya) oluşturulacak.
Yani okul hayatı artık tek haneli bir not ortalamasıyla özetlenmeyecek. Öğrenci dördüncü sınıfta yaptığı proje ödevi için öğretmeninden aldığı aferini, ortaokulda okul başkanlığına aday olduğunda aldığı oy sayısını veya sınıf günündeki performansından sonra aldığı alkışları liseden mezun olurken yanında götürecek. Notu yüksek olup hiçbir etkinliğe katılmayanlara şüpheyle bakılacak. Düşük notlu ama bol aksiyonlu okul hayatı olanlar için de “Yenildik ama ezilmedik” deme fırsatı doğacak.
- Sınavlarda akıl yürütme, eleştirel düşünme, yorumlama ve tahmin etme gibi zihinsel beceriler sınanacak.
Yani öğrenciler sosyal bilgiler dersinden girdiği sınavda “Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kaç yılında fethetti?” sorusunu görmeyecek. Sınav kâğıdında, “Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetmek için neden bu kadar çok uğraştı?” gibi bir soru olacak.
- Sınava duyulan ihtiyaç azalacak.
Yani çoktan seçmeli sınavlarda en şık şıkkı seçmek için okuldan kursa, kurstan etüde, etüdden özel derse koşturan öğrencilerin zulmü sona erecek. “En iyi okul, evine en yakın okuldur” sloganı yaygınlaştırılacak. Anne babalar “Bizim çocuk LGS’ye girmeyecek” cümlesini kurarken yerin dibine girmeyecek.
- İlkokullarda not sistemi kaldırılacak.
Yani bir ilkokul öğrencisinin annesi WhatsApp’tan sınıf öğretmenine “Hocam, bizim çocuk son sınavda 98 almış. İki puanı nereden kaçırdı acaba? Sonraki sınava ona göre çalıştıracağım da…” yazmayacak. Minicik çocukların psikolojisi yüz üzerinden heba edilmeyecek. Çocukların hayalleri ve üretkenlikleri, alt ve üst değerlerden oluşan bir skalaya hapsedilerek değersizleştirilmeyecek.
- İlkokullarda teneffüs süreleri artırılacak.
Yani öğrenciler 10 dakikalık teneffüsün üç dakikasını merdivenlerden inerek, üç dakikasını takım kurarak harcadıktan sonra, ayağı daha topa değmeden “Zili duymadınız mı, haydi içeri!” bağırışıyla birlikte oyun hevesini bahçenin beton zemininde bırakıp gitmeyecek.
- Öğretim programlarının ülke sathında tek tip olarak uygulanmasından vazgeçilecek.
Adana’da kebap, Hatay’da tantuni, İzmir’de kumru yenir. Erzurum’da satılan kabanla Antalya’da satılanın kumaşı farklıdır. İstanbul ve Van’da işe geç kalma mazeret listesi aynı değildir. Yani hayatın birçok alanında farklı akışlar sağlayan coğrafi konum, sosyoekonomik durum ve kültürel faktörler artık eğitimin akışını da etkileyecek. E, etkilesin artık bir zahmet!
- İngilizce öğretim programları yenilenecek. 2-4. sınıflarda ‘Oyun Tabanlı Öğrenme’ yaklaşımı, 5-8. sınıflarda ‘Farklılaştırılmış Eğitim’ modeli uygulanacak.
Yani artık tahtaya Simple Present Tense başlığı atılmayacak, V artı S artı O gibi formüller İngilizce defterlerine yazılmayacak. Yeni öğrenilen kelimeler sadece cümle içinde değil hayatın içinde kullanılacak. İngilizce eğitiminin kâğıt üzerinde boşluk doldurmak için değil, insanların hayatlarındaki önemli bir boşluğu doldurmak için verildiği vurgulanacak. İnşallah. 
- Lise son sınıfta üniversite hazırlık için özel program oluşturulacak.
Zaten birçok özel okul böyle yapıyor. Yani sadece yapılan işin adı konmuş olacak.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.