Şu gündemi bir değiştirelim artık!

A -
A +
Pandemi yaklaşık iki yıldır ülkelerin gündemlerini sabitledi. Özellikle eğitim gündemi tam kilit vaziyette. “Okullar açılmalı mı açılmamalı mı?” tartışmasına bir girdik, hâlâ çıkamadık. Açıkken ne zaman kapanacağını, kapalıyken de ne zaman açılacağını konuşuyoruz. Arada fırsat bulursak da atamalar, eş durumundan tayin ve ek göstergeler hakkında tartışıyoruz. Bazı önemli şeyleri tekrar gündeme getirebilmek için, bazı önemsiz şeyleri gündemden kovalamak lazım. Sağlıktan önemli bir şey yok elbette. Ama her şeye rağmen artık okullar hiç kapanmayacakmış gibi düşünüp, eski günlerimize dönmemiz şart. Düşünmek bile istemiyoruz ama okulların yeniden kapanması gerekirse, zaten kapanır. Artık kehanet yerine biraz sükûnet ve metanete ihtiyacımız var. Çünkü vakit çok hızlı geçiyor. Ve boşa geçen her dakika, çocuklarımızın geleceğinden günleri, belki ayları çalıyor. Mesela büyük bir özenle hazırlanmış ve Türk eğitim sistemi için gerçekten çok önemli başlıklara sahip olan 2023 Eğitim Vizyon Belgesi hâlâ okunmayı ve anlaşılmayı bekliyor. Çünkü maalesef ilgili bir grup haricinde kimse tarafından layıkıyla okunmadı. Ayrıca eğitim sisteminin yeni sınav sistemine ayak uydurabilmesi için öğretmen eğitimleri yeniden gündeme alınmalı. Öğretmenler uzunca bir süredir devam eden belirsizlik yüzünden kendilerini geliştirmek için pek şey yapamıyor. Bireysel çabalar var belki ama mesleki gelişim için ülke çapında bir hareketlilik yok. Bakanlık yetkilileri de artık basın açıklamalarında pandemi dışında bir şeyler söylemeli. Çünkü değerli basın mensuplarına okulların açılması ve kapanması dışında pek bir şey söylenmiyor... Bu arada öğretmenler de gizli gündemlerden kendilerini sıyırıp, sosyal medyada işi sulandıran, zihin bulandıran kampanyalara destek vermemeli. Artık birilerini istifaya çağırmak yerine, mevcut durumun şartlarından en iyi şekilde istifade edebilmek için çaba harcanmalı. Bunları yazıyorum çünkü önümüzdeki günlerde havaların soğumasıyla birlikte vakalar daha da artarsa, yeniden bir kavgaya girişeceğiz diye korkuyorum. Birileri hükûmetin okulların açık tutulmasıyla ilgili net tavrına karşı silahlarını ateşlemek için  pusuda bekliyor gibi geliyor. Sözüm meclisten içeri, siyasiler de de bu konuyu gündelik tartışmalara malzeme yapmak için hazır kıta bekliyor. Okullar kapandığında, “Turizm eğitimden daha önemli olamaz!” diye bağıranlar, okullar açılınca tam tersi bir tavır alıyor. Yani açılınca “kapansın”, kapanınca da “açılsın” diye bağıranlar aynı kişiler. Konuları birbirine karıştırmadan, sakin bir kafayla ve iyi niyetle düşünür ve kararlar alırsak, her şeyin üstesinden geliriz. Ama herkes kendi gizli gündemine uygun bir tavır alır ve çocukları hiç düşünmeden sloganlar atmaya devam ederse, sene sonunu göremeden havlu atarız. Mazeret yerine çözüm üretmemiz gereken bir yıla giriyoruz. Şimdiye kadar idare ettik belki. Ama bundan sonra geç kalma lüksümüz yok. Çünkü devamsızlığımız artık sınıra dayandı. Geç kâğıtları tükendi. Boşa harcanacak bir dakikamız bile yok. Kurusıkı laflara da artık karnımız tok. Birileri pandemiyi kullanarak küresel bir oyun sergiliyorsa, bu oyuna gelmemek için okulları açık tutmamız lazım. Çünkü aşı olanlarla olmayanlar kıyasıya kavga ederken, çocuklar elimizden kayıp gidiyor. Aşı kısırlık yapar mı bilmem ama aşı tartışmalarının düşünce kısırlığı yaptığından eminim. Çünkü bir süredir gürültü ve kaos dışında bir şey üretemiyoruz. Eğer ortada küresel bir oyun varsa, bu oyunun en büyük kurbanı aşı olan veya olmayan yetişkinler değil, bu tartışmaların gölgesinde ihmal edilen eğitim meseleleri ve en nihayetinde çocuklarımızdır. Yeni eğitim-öğretim yılı hepimize hayırlı olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.