Akılsız başın cezasını parmaklar çeker!

A -
A +

Geçen hafta cumartesi günü Instagram hesabımda gezinirken özelden bir mesaj geldi. Mesajda, hakkımda bir karalama kampanyası yürütüldüğü, birçok yerde benimle ilgili iftiralar ve hakaretler içeren mesajların yayınlandığı yazıyordu.

Mesajı gönderen kişiye baktım. Gerçek bir hesaptı. Biraz araştırma yaptım. Bu mesajı gönderen kişinin Türkiye’nin en usta ebru sanatçılarından birisi olduğunu öğrendim. Sonra bu mesajları nerede gördüğünü sordum. Cevap olarak hemen bana bir link iletti. Ben de linke tıkladım. Ve olanlar oldu. Birkaç dakika sonra Instagram hesabı beni dışarı attı ve bir daha giremedim!..

Şimdi, yukarıda yazdığım hikâyeyi bana birisi anlatsa, “Kardeşim, sende hiç kafa yok mu?” diye çıkışırdım. “Hak etmişsin sen bunları” diye üzerine giderdim. Daha önce de “Koskoca profesörü dolandırmışlar. Yok artık!” diye üst perdeden konuşmalarım olmuştu.

Zaten başıma ne geliyorsa ya büyük konuşmaktan, ya birilerini kınamaktan, ya da kendime çok güvenmekten geliyor...

Şimdi diyeceksiniz ki; “Hocam, hakikaten nasıl oldu da sen bu oltaya geldin?” Kısaca anlatayım...

Daha önce bir yazımdan dolayı sosyal medyada bir linç yemiştim. Her gün yüzlerce insan tarafından hakarete uğramak ağırıma gitmişti. Bu mesajı alınca birden panik yaptım. “Herhâlde yine birileri bana saldırmaya başladı” diye düşündüm. Ve aklım örtüldü işte. Bana mesaj gönderen kişinin de hesabının çalınmış olduğunu düşünemedim. Yani sosyal mühendislik numarasını afiyetle yedim!

Olay anından beri sağa sola mail yazmaktan parmaklarım felç oldu. Bu başlığı da o yüzden attım.

Instagram’a hesabım çalındı linki üzerinden defalarca ulaştım. Destek maillerine bir sürü mesaj yazdım. Her mailden sonra benden elimde kimlik tutarken çekilen bir fotoğraf istediler. Defalarca fotoğraf çekildim ve gönderdim. Sonuç değişmedi. Birkaç kere de boş bir sayfaya bir kod yazıp, kâğıdı elimde tutarken çekilen bir fotoğraf istediler. Yine bir sonuç çıkmadı.  

Bu arada savcılığa gittim ve bir dilekçe oluşturdum. Görüştüğüm savcı bu kişilerin yakalanmasının pek mümkün olmadığını söyledi. Bilişim suçlarından birkaç kişiyle görüştüm. Onlar da kullanılan telefonların Afgan veya Suriyelilerin üzerine olduğunu, bu yüzden takibat yapmakta zorlandıklarını söyledi.

İnsanlar benim yüzümden dolandırılmasın diye ulaşabildiğim her yere ulaştım ve hesabımın çalındığını belirten mesajlar paylaştım. Sosyal medyada ve WhatsApp üzerinden bu mesajlar on binlerce kişiye ulaştı.

Hesabı ele geçiren adamlar, bir yatırım fırsatıymış gibi sundukları tezgâhı oynadılar. Yalan dolan olduğu çok belli ama yaşadığım tecrübeden sonra birileri oyuna gelecek diye çok endişe ettim. Bu arada m.salihuyan adıyla yeni bir hesap açıp oradan eski hesabımın çalındığını duyurdum ve insanları ikaz ettim.

Ve nihayet perşembe günü birileri bana ulaştı ve yardımcı oldular. Hesabımı dolandırıcılardan alıp bana teslim ettiler. Yani hesaba nihayet yeniden kavuştum. Ve bir video çekip takipçilerime bunu duyurdum.

Birkaç dakika sonra takipçilerimden birisi dolandırıcılara para kaptırdığını yazdı. Yani o paylaşımları gerçekten benim yaptığımı düşünmüş ve güvenip para vermiş. Çok üzüldüm tabii. Ama karşımdaki kişi beni şu cümlelerle teselli etti;

“Sakın üzülmeyin. Sizin ne suçunuz var? Biz inançlı insanlarız. Rabbim böyle uygun görmüş. Belki de paramın haram kısmından kurtardı Rabbim beni...”

Bunu okuyunca gözlerim yaşardı. Cennet ve cehennemin yaratılmasındaki hikmetleri, daha önce hiç olmadığı kadar güçlü bir şekilde hissettim. Sonra bir paylaşım yapıp şöyle yazdım;

“Mağdur eden de mağdur olan da hesap gününü yaşayacak. Ama şundan eminiz. Hesap gününde mağdur edenler, mağdur olanlara imrenecekler.”

Bu arada, şifre güvenliği, oltalama faaliyetleri ve sosyal mühendislik operasyonlarıyla ilgili bu kadar yazı yazdıktan sonra bu tongaya düşmüş olmam bana çok şey öğretti.

Bundan sonra konu ne olursa olsun konuşurken daha temkinli olacağım. Kendime çok fazla güvenip, üst perdeden konuşmalar yapmayacağım. Bir şey söylerken “İnşallah” kelimesini daha sık kullanacağım.

İnşallah!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.