Çıkar artık şu gözlüğünü evladım!

A -
A +
Sanal gerçeklik kavramı, yaşadığımız dünyada yalanla gerçeğin nasıl iç içe geçip, bulamaç olduğunun bir ispatı. Hem sanal, hem gerçek. Varmış gibi hissediyorsun ama yok. Duygularımız zaten sosyal medya sayesinde kontrolden çıkmıştı. Şimdi gözlüğü takınca duyular da gidecek. Bu konu nereden çıktı şimdi diyeceksiniz. Zuckenberg geçtiğimiz günlerde Metaverse ismini verdikleri yeni platformu tanıttı ya! İşte oradan çıktı. Artık bu dünyadan sıkılan, gözlüğünü takıp başka bir dünyaya girecek. Tanıştığımıza ne kadar memnun olacağımızı zaman gösterecek elbette. Ama insanlık olarak garip bir dönemeçte olduğumuz kesin. Bu dünya zaten hayal. Yani inananlar için, tecrübe ettiğimiz her şey gerçeğin sadece bir yansıması. Bu durumda Metaverse platformu, yansımanın yansıması olacak. Ve bu kurgusal evren, sanal gerçekliği bir ileri boyuta taşıyacak. Artık insanlar bakmakla yetinmeyecekler. Ve üç boyutlu sanal alanların birleştirilmesiyle oluşan bu dünyada bizzat yer alacaklar. Eğer söylenenler gerçeğe dönüşürse, muhtemelen çocuklarımızın tabletle geçirdiği vakitleri mumla arayacağız. Çünkü sadece bakarak bu kadar çekici olabilen internetin, bizzat içine girdiğinizde nasıl bir çekim gücüne sahip olacağını kestirmek güç değil. Bu durumda anne babaların sıkça kurduğu, “Bırak artık şu tableti/telefonu elinden” cümlesi de güncellenecek.   Nedir bu Metaverse olayı?   Kısaca şöyle anlatabilirim. Metaverse platformunda herkes kendi görüntüsüyle dijital bir kimlik oluşturacak. Yani gözlüğünüzü takıp bu kurgusal evrenin caddelerinde gezerken, tanıdık insanlar görüp selam vereceksiniz. Veya hiç tanımadığınız insanlara yanaşıp tanışıp, sohbet edeceksiniz. Alışveriş yapacaksınız. Toplantılara katılacaksınız. Sinemaya gideceksiniz. Başka ülkeleri ziyaret edeceksiniz. Yeni insanlarla tanışacak, yeni ilişkiler kuracaksınız. Ve bunları yaparken artık sadece bakmayacak, bizzat yaşayacaksınız. Ama -miş gibi… Büyük ihtimalle de “Mis gibi yaşıyorduk ne güzel! Nereden çıktı bu Metaverse olayı?” diye yakınacaksınız. Bu üç boyutlu evren, aslında web 3.0 teknolojisiyle birlikte gelişecek. Web 3.0 dediğimiz şey de kripto paraların üzerinde yükselen bir dünya. Sanal para birimini daha hızlı dolaşıma sokmak için sanal bir dünyaya ihtiyacımız vardı. Metaverse ile bu da mümkün olacak.   Tam teslimiyet   Küresel gücün en büyük amacı, hayali gerçek gibi göstermek. Bütün projelerin temelinde, bu dünyanın tek gerçeklik olduğuna insanları ikna etmek gibi bir çaba var. Şimdi de ikna olmayanlar için bir alt dünya daha oluşturuyorlar. Her şeyin sanal olanı parlatılıyor. Ve insan gerçekten uzaklaşıp sanala yakınlaştıkça, daha kontrol edilebilir bir hâle geliyor. İnsanlara çip takmanın en kestirme yolu aşı falan değil bu arada. Cebinizde bir akıllı telefon varsa çipi zaten takmışlar demektir. Bir de gözlüğü takarsak, tam olacak. Tam teslimiyet yani! Bunun bir sonraki adımı da bilinç transferi. Yani dünyada yaşayan herkesin, bu kurgusal evrende bir kopyası oluşacak. Hafızası, tecrübeleri ve hayalleriyle birlikte hem de.  Elon Musk’ın kurduğu Neuralink projesi de bunu amaçlıyor. İnsan bilincini öldükten sonra da yaşatmak gibi bir idealleri var. Bu dünyanın son durak olduğuna inandıkları için, en azından bilinç düzeyinde ömrü uzatmaya çalışıyorlar.   Tutun kollarımdan, düşerim şimdi   Tabii bu yazdıklarımın hepsi bir öngörüden ibaret. Belki de birkaç yıl sonra “Metaverse diye bir şeyden bahsetmişlerdi. Ne oldu? Hiç hareket yok!” şeklinde muhabbetler de edebiliriz. “2000 yılında uçan arabalar olacak” fantezisine benzeyebilir yani bu durum. Ama söylenenler gerçek olursa, gözlükle giriş yapacağımız bu kurgusal evrenin dengemizi bozacağı kesin. Ben ucundan kıyısından tecrübe ettim. Bir alışveriş merkezinde 3D gözlük takıp bir oyun oynamıştım. Birkaç kere düşüyordum, zor tuttular. Hayırlısı bakalım!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.