Var mısın, yok musun?

A -
A +

Son zamanlarda had aşım faturamız acayip kabardı. İstihzanın sınırları aşıldı. Hakaret, iletişimin ölçü birimi hâline geldi. Bunlara alıştık. Ama işin kötüsü mantık silsilesindeki zincirler de birer birer kopuyor.

Şimdi düşünün; Bir çocuk okulda öğretmeninden dayak yese... Çocuğun velisi bunun üzerine “Okullar kapatılmalı. Böyle saçmalık olmaz. Türkiye’ye en büyük zararı okullar veriyor” diye veryansın eder mi?

Adam dışarıda yemek yerken çorbasından sinek çıksa... Bu kişi ertesi gün sosyal medyada, “Lokantalar bu ülkenin en büyük problemidir. Lokanta zulmü bitsin. Herkes evinde yemek yesin” diye öfkeli paylaşımlar yapar mı?

Bir garson yanlışlıkla kadının üzerine kaynar çay dökse ve kadın yansa… Kadın garsonun sakarlığına kızmak yerine, çay düşmanı kesilir mi?

Okuyunca saçma geliyor, değil mi? Çünkü sebep-sonuç ilişkisinde şiddetli geçimsizlik var. Ama biz bu saçmalığı uzun zamandır yaşıyoruz. Çok maruz kaldığımız için normalleştirdik belki ama vaziyet hiç iyi değil.

           ***

Temsilcilerin davranışları, temsil makamına zarar verir elbette. Bir giyim mağazasındaki görevlinin ilgisizliğine kızan kişi, öfkesini markaya yansıtabilir. Hadi o ürünlerin üretildiği fabrikaya ve patronlara da sinirlensin! Ama toptan tekstil sektörünü hedef almak, en hafif tabirle sığlık belirtisidir.

İslamiyetin günah saydığı fiilleri işleyen kişiler üzerinden İslamiyete saldırmak da bu örneklerden çok farklı değil. Hatta çok daha kötü!

Bir kadın cinayeti işlendiğinde, önce katilin mahallesi araştırılıyor. Bıyık ölçüleri alınıyor, oy verdiği parti bulunuyor ve eğer amaca uygun bir profil oluşursa, saldırı başlıyor. Adamın biri hayvana işkence ediyor. Yorumlar akıp, nasıl oluyorsa dinî mecraya dökülüyor.

Televizyon programında küfreden adamı eleştiriyorsunuz. Bir bakıyorsunuz, birileri hemen millete küfreden iş adamını hatırlatarak, “Siz asıl bunlara bakın!” diyor.

Hâlbuki yarış, iyilikte olur. Kötülükte değil. Benim kötülüğüm, senin kötülüğünden daha az kötü şeklinde bir mantık olabilir mi?

İnancı olmayanların dine saygısızlığını haydi normal kabul edelim. Ama Müslüman olduğunu söyleyenlerin saygısız tavırları kimlik bunalımı seviyesini çoktan geçti. Rahatsızlık, majör depresif bozukluk sınırında dolanıyor. Fikirler, tek ayak üstünde durma cezası almış gibi sendeliyor. Fikirler çakır keyif olunca da cümlelerden salya akıyor.

Hayatında bir tane bile din kitabı okumamış kişiler, dinî değerlere açıktan meydan okuyor. Temelsiz ve asılsız söylemlerle atıp tutuyorlar. Daha doğrusu atıyor, tutamıyorlar.

Geçenlerde 20 yaşlarında birisinin paylaşımını gördüm. Arşivden bir taciz vakasının fotoğraflarını paylaşmış. Altına da “İslamiyet buysa ben Müslüman değilim!” yazmış!

Bir kere sakatlık, “İslamiyet buysa” ifadesinde başlıyor. Cümlenin başı bozuk olunca, sonunun felaket olması kaçınılmaz tabii. İslamiyetin ne olduğunu anlatan binlerce kaynak varken, sosyal medyada din tedrisatı yaparsak, olacağı bu demek ki!

İmam-ı Gazali Hazretleri, “Dilin okuması kıraat, aklın okuması tefekkür, kalbin okuması ise hayattır” diyerek meseleyi özetlemiş aslında.

Biz daha dilimizi düzeltememişken, akıl ve kalp bırakın okumayı, daha hecelemeyi beceremiyor.  

           ***

Dinî konularda arada kalınmaz. Ya oradasındır, ya burada. Ama ilginç bir şekilde, ateizmle inançlı olmak arasında salınan bir güruh var ülkede. Yaradanı inkâr etmeye korkan ama İslamiyeti fütursuzca eleştirecek kadar cüretkâr olabilen garip insanlar topluluğu…

“Nur içinde yatsın” cümlesini “Işıklar içinde uyusun” şeklinde söyleyerek, ölümden sonrasını bir karanlık olarak görmek istemeyen ama nur kelimesinden de rahatsız olan değişik insanlar…

Hâlbuki ya inanırsın ya da inanmazsın. Bu işin ortası yok!

Bir yandan dinî değerlere düşmanlık ediyorsun. Diğer yandan öldükten sonra yok olma fikrini içine sindiremiyorsun.  

Öyleyse bir karar ver artık!

Var mısın, yok musun?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.