Enver Ören Ağabey

A -
A +

22 Şubat Salı günü Enver Ören Ağabey'in aramızdan ayrılışının dokuzuncu yıl dönümüydü. Oturup bir şeyler yazmaya çalıştım. Beceremedim. Kelimeler cümlelere sığmadı. Cümleleri paragraflar almadı. Sonuçta bir şey yazdım ama olmadı.

Ben de önceki senelerden, demini almış iki yazı seçtim bu hafta için.

Allahü teala rahmet eylesin. Âmin...

 

Merhamet ve adalet

 

Sınav başlayalı yaklaşık on dakika olmuştu. Herkes kâğıtlara gömülmüş sorularla uğraşırken, öğretmenin gözüne iki öğrenci takıldı.

Kopya çekiyorlardı.

Çocuklar öğretmenle göz göze gelince panikleyip kopyayı hemen bıraktılar. Ama iş işten geçmişti.

Genç öğretmen canı sıkkın bir şekilde ne yapacağını düşündü. Gidip o çocukların kâğıtlarını alsa olmaz. Bütün sınıfa mahcup olacaklar. Hiç müdahale etmese o da olmaz. Sınavdan yüksek not alacaklar ve sınıfın geri kalanına haksızlık olacak.

İki öğrenci endişe içinde ne olup biteceğini beklerken zil çaldı ve öğretmen hiçbir şey söylemeden kâğıtları toplayıp çıktı. Ertesi gün de bir sıkıntıdan dolayı sınavı iptal ettiğini ve yeniden sınav yapacağını açıkladı sınıfa.

Merhametle adaletin büyük buluşmasında, eğitim fakültelerinin duvarlarına asılması gereken büyük bir cümle doğdu o gün;

"Eğitim gönüllere dokunmaktır."

               ***

Bu hatıradaki öğretmen Enver Ören Ağabey… Yani birçoğumuzun en tatlı hatıralarının başrolünde olan kişi…

Meslek hayatımda meselenin özünden uzaklaştıkça ve mesleki gelişim için beslendiğim kaynaklar kuraklaştıkça, Enver Ağabey'in bu hatırası ve eğitimi tarif ettiği o cümleyle kucaklaşıyorum. Ve her seferinde, asırlarca Türk İslam medeniyetlerinde kök salmış bir eğitim geleneğinin, iliklerime kadar işleyen o üç kelimelik cümleye nasıl sığdığına bakıp şaşırıyorum.

Şimdiye kadar eğitimin onlarca farklı tarifi yapılmış. Ama insanı tam merkeze yerleştiren, gönülden bahseden ve içimize bu kadar sinen bir tarif yok. Zaten diğer dillerde gönül kelimesinin tam karşılığı da bulunamıyor.

İşte bu yüzden eğitimin bu güler yüzlü ve mütevazı tarifi karşısında, gri renkli, donuk ve ağızda metalik bir tat bırakan onlarca gönülsüz eğitim tanımı ceketini ilikleyip, saygıyla eğiliyor.

 

Enver Ağabey geliyor...

 

Enver Ören Ağabey dokuz yıldır aramızda değil. Ama sözleri ve hatıraları hiç yanımızdan ayrılmadı. Güler yüzü gözümüzün önünden, tesirli sözleri aklımızdan gitmedi.

Çünkü Enver Ağabey'in tek sözü binlerce cümleye, bir bakışı dünyalara bedeldi. Derdi olan ona gelir, en müşkül durumlar onun tek sözüyle dize gelirdi. Hiçbir soru cevapsız kalmaz, kimse yanından ümitsiz çıkmazdı. Bu yüzden gölgesi hep huzur soluyan insanlarla doluydu.

Onun olduğu yerde dünya telaşına mola verilir, küskünler barışır, neşe ve gözyaşı birbirine karışırdı.

Çevremde hemen herkesin Enver Ağabey'le tatlı bir hatırası var. Şimdiye kadar dinlediğim hatıraları üst üste koyuyorum, yerden göğe yol oluyor. Dışarıdan bakınca yaşanmış tek bir ömür var. Ama derinlemesine bakınca hayat içinden hayat çıkıyor. Bir ömre bu kadar iyiliği nasıl sığdırmış olabilir diye kendi kendime düşünüyor ama işin içinden çıkamıyorum.

Ve ne zaman birisi, “Enver Ağabey'in vefatına bir türlü alışamadım. Sanki hâlâ aramızdaymış gibi hissediyorum” dese aklıma aynı şey geliyor ve dokuz yıl önceye gidiyorum.

Cenaze namazını kıldıktan sonra, defin için dik yokuşu tırmanan kalabalıkla birlikte yürüyordum. Dudaklardan dualar, gözlerden yaşlar dökülüyor, Haliç ıslak ıslak titriyordu.

Bir ara arka tarafta bir hareketlenme oldu. Dönüp baktım. Birkaç metre ötede tabutu taşımak için birbiriyle yarışan cemaatin yukarı doğru geldiğini gördüm. Bu arada birisi, “Enver Ağabey geliyor, şu ortayı biraz açalım!” diye seslendi.

Aradan dokuz yıl geçti. Hâlâ, Enver Ağabey'in yokluğuna alışmaya direnen bir yürekten taşmış bu cümlenin hüznünden kurtulamıyorum.

Ve ölümün bir son değil başlangıç olduğunu iliklerime kadar hissediyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.