Dışkısını örten kedi ve medeniyet

A -
A +

Dünya tarihi bir tür savaş kataloğu gibi. Kişiler, mekânlar, zamanlar ve sebepler değişse de savaş hep gündemde oldu. Ama 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’ya saldırma ihtimali oldukça düşük gözüküyordu. Kimisi “Cesaret edemezler” diyor, kimisi blöf yaptıklarını iddia ediyordu.

Açıkçası ben de birkaç göstermelik bombadan sonra bu işin biteceğini düşünüyordum. Ama adam saldırdı. Ve durmuyor.

Birkaç gündür manşetlere yerleşen ırkçılık veya Avrupa’nın ikiyüzlülüğü haberlerini tekrarlamak istemiyorum aslında. Ama yaşanan illüzyonun arka planına bir bakış atmam lazım. Çünkü ha bire aynı şeyleri yaşıyoruz ve hâlâ şaşırmaya devam ediyoruz.

Dediğim gibi önce Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasına şaşırdık. Sonra Ukrayna’da bir gazetecinin bilinçaltından sızan, “Olacak iş değil! Sanki Orta Doğu’dayım şu an!” cümlesine şaşırdık.

Başka bir gazeteci, “Avrupa’nın göbeğindeyiz ve bombalar patlıyor. İnanılacak gibi değil!” diye şaşırırken biz de eş zamanlı olarak hayret ettik!

Hatta durmadık. Göçmenlerin botunu patlatan Yunanlıların, Ukraynalı mültecilere kucak açmasına bile şaşırmaya devam ettik.

Hâlbuki ortada şaşılacak hiçbir şey yok! Asıl şaşırmamız gereken şey kendi şaşkınlığımız!

           ***

Son çeyrek asırda Orta Doğu kanla yıkandı. Ve özellikle gençlerde, Batı ülkelerinde sanki hiç savaş olmazmış gibi bir algı oluştu. Bu algının oluşmasında medeniyete yüklediğimiz yanlış anlamların da rolü var elbette.

Medeniyeti teknolojinin gelişmesi veya şehir hayatına uyum olarak algılıyoruz çoğu zaman. Bu yüzden de gelişmiş ülkeleri medeni olarak etiketliyoruz. Hâlbuki refleks hâlini almış toplumsal uyum veya sanayinin gelişmiş olması, medeniyeti tarif etmek için yeterli değil. Yani kurallar ve yasaklarla oluşmuş alışkanlıkları, insanlığın tüm alanlarını kapsayacak şekilde genelleyemeyiz.

Sadece güzel örneklere yoğunlaşarak Batılıların her anlamda medeni olduğu sonucuna varmakla, dışkısını toprakla örten kedilerin farelere saygılı olmalarını beklemek arasında bir fark yok!

Savaştan kaçan göçmenlere bile ırkçılık yapıp, ten rengi koyu olanları trenden indiren bir Avrupalı ne kadar medeni olabilir? Ülkesinin sınır kapısında yardım dileyen insanları saç ve göz rengine göre ayıran bir zihniyet kırmızı ışıkta dursa ne yazar!

Bu son günlerde bir kez daha gördük işte. Savaş, ölüm, sefalet ve felaket Doğu ülkelerine havale edilmiş. Etnosentrizm, zihniyetleri bu şekilde sabitlemiş. Filistin’de ölen çocuğun haberi üçüncü sayfaya düşmüş. Ukrayna’da ölümden korkan çocuk manşetten inmiyor.

           ***

Bu Rusya daha yakın zamanda Suriye’de hastaneleri bombalamıyor muydu? İsrail’i veya Esad’ı kınıyor gibi yapıp kına yakan adamlar, ne oldu da birden yaptırım canavarı kesildiler? Esad on yıldır çocukları öldürüyor, açılan bir tane uluslararası dava var mı!

Biz kendi içimizde ne kadar bölünüp parçalanmış olsak da savaş, ölüm ve mağduriyet olduğunda ikiyüzlü olamıyoruz. Bütün dünyaya adalet dağıtmış bir imparatorluğun hatırası bile ölçülü olmamıza yetiyor.

Biz çocuğa üzülüyoruz. Onlar çocuklarına.

İşte bu yüzden bizde 3,5 milyon Suriyeli yaşarken, iki yüz yıl önce aydınlandığını iddia eden zifirî karanlık ülkelerin sınırlarına, yüzyıllar boyunca unutulmayacak kadar yoğun bir utanç, acı ve hüzün birikiyor.

Kimse hikâye anlatmasın. Filmin ilk dakikalarında değiliz sonuçta. Önceki savaş sahnelerinde Avrupa ve Amerika’nın nasıl bir rol oynadığını hep birlikte gördük. Petrol veya gaz kokusu yoksa hiç karışmadılar. Koku varsa huzur getiriyoruz deyip kaos götürdüler. Şimdi de vardır elbette bir hesapları.

Rusya’nın güçten düşmesini, Putin’in bir sonraki seçimde kaybetmesini istiyorlar işte. En büyük hayalleri de Rusya ile Türkiye’nin karşı karşıya gelmesi tabii. Yoksa çok mu umurlarında insanlar ölüyormuş, çocuklar korkuyormuş falan! Bundan önce neyse, aynılar.

Hitler bıyığını kesmiş, Stalin’in saçları dökülmüş.

O kadar!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.