İnsanların huy ve ahlâkları değişiktir

A -
A +
Güzel ve iyi yüzlü insan, mutlaka iyi ahlâklı insan demek değildir. Alâka toplamak ister gibi, değişik bir eda ve hoppa bir tavır ile yürümek iyi bir intiba bırakmaz.
 
Bir ihtiyar Müslümanın kızına nasihati... -10-
Sevgili kızım! Genç kız, fazla göze çarpmayacak tarzda temiz ve ciddî bir kıyafette görünmelidir. Kendini beğendirmek için, fazla süslenmek, ahlâk hakkında şüphe uyandırır. 
Erkeklere kendini beğendirmek için, kızın bazı uzuvlarını teşhir etmesi, düşük bir ahlâkın belirtisidir. Kendisinin ve ailesinin şeref ve haysiyetini düşünen bir kızın, ciddi giyinmesi şarttır. 
Bir kız mümkün mertebe beden hatlarını belirsiz bir hâlde gösterecek tarzda giyinmesi, onun ciddî bir kız olduğuna delil sayılır. Yapmacıksız olarak mütevazı, iddiasız ve terbiyeli bir tavır, genç kıza en yakışan bir davranıştır. 
Bir genç kızın etrafındaki insanları hiçe sayan saygısız ve küstah davranışları terbiyesizlik alâmetidir. 
İyi ahlâklı ve normal bir kız, bir erkeğe dikkatle bakmaz. Mecburiyet yoksa ve mümkün ise, bakmamak en salim bir harekettir. Bunu da, sunî olarak değil, tabii olarak yapmalıdır. 
Bir kızın genç bir erkeğin yüzüne pervasızca bakması, küstah ve mütecaviz erkeklere, bu tip kızlara musallat olmak için cesaret verir. Kızın, bir erkeğe ümit verecek tarzda davranışı, o kıza felaket getirebilir. 
İnsanların, yüzlerindeki değişiklik kadar huy ve ahlâkları da değişiktir. Güzel ve iyi yüzlü insan, mutlaka iyi ahlâklı insan demek değildir. Alâka toplamak ister gibi, değişik bir eda ve hoppa bir tavır ile yürümek iyi bir intiba bırakmaz. Böyleleri, alay mevzuu ve gülünç olur. Bir kızın giyinişi, yürüyüşü ve hareket tarzları, onun ahlâkı ve karakteri hakkında bir fikir verebilir... 
Yâ Rabbî! Senin lütuf ve kerem ve inayetinle, büyük sıkıntılar görmeden, uzun bir ömür yaşadım. Artık sana rücu etmek zamanım pek yakın. Bundan sonraki, dünya ve âhıret hayatımın safhaları şu olacak: 
Dünya elemleri, sekerât-ül-mevt, kabir hayatı, haşr âlemi, mükafat ve mücazat ihtimalleri... 
Yâ Rabbî! Sana inanıyorum. Kitabında bildirdiğin gibi inanıyorum. Kitabına ve Resûlüne inanıyorum. Hudutsuz büyüklüğünü anlatan kâinatı, gözlerimle görüyorum. Azametini, bana ihsan ettiğin aklımla, anlıyorum. Günahlarımın, af ve mağfiret deryan içinde, bir damla bile olmadığını da, biliyorum. 
Yâ Rabbî! Sen affetmeyi seviyorsun. Beni de, affettiğin kullarının içine al! Sen Gafûrurrahîmsin yâ Rabbî! [Bu yazı "Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye" kitabından alınmıştır.]
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.