Bizi biz yapan değerlerimiz...

A -
A +
"Branşı ne olursa olsun şu üç alanda (dinimiz, edebiyatımız ve tarihimiz) lazım olduğu kadar doğru bilgi sahibi olan kimse her yerde çevresine faydalı olur ve güzel hizmetler yapar.’’
  Tarihten ders almak -1- Seneler önce tarihçi rahmetli Prof. Dr. İsmet Miroğlu Hocamızın bir konferansını dinlemiştim. Bu konferansında şöyle demişti: "Branşı ne olursa olsun şu üç alanda lazım olduğu kadar doğru bilgiye sahip olan kimse her yerde çevresine faydalı olur ve güzel hizmetler yapar..."  Bu üç konuyu, "dinimizi, edebiyatımızı ve tarihimizi bilmek" şeklinde sıralamıştı. Bu üç alan çok önemli. İnsanın manevi  yapısı bunlardan oluşur. Ancak bu üç konuyu doğru kaynaklardan öğrenmek ise daha önemli. Dinimizi Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenmeli, tarihimizi ve edebiyatımızı da bunları sevdiren, vatan ve millet sevdalısı yapan, millî ve manevi değerlere ve mukaddesata saygılı olmayı sağlayan kaynaklardan öğrenmeli. Çünkü doğru rehber doğru yola, yanlış rehber yanlış yola götürür. Dolayısıyla bunları yanlış kaynaklardan öğrenen kendisine, çevresine vatanına ve milletine zararlı olur. Böyle kimselerin  özelliklerini başlıca şöyle sıralayabiliriz: İtikatları bozuktur, kibirlidirler, şan ve şöhret düşkünüdürler, ikiyüzlüdürler, baş olma sevdasındadırlar, vatana ve millete sadakat duygusundan yoksundurlar, ihtiraslıdırlar ve bu uğurda her şeyi yaparlar. Yabacıların ve İslam düşmanlarının emellerine kolayca alet olurlar. Bu sebeple yabancılar tarafından maşa ve kukla olarak kullanılmaya çok elverişlidirler. Vatan millet zarar görüyormuş bunların umurlarında değildir. Yüzyıllardan beri memleketimizin başına ne geldiyse böyle kimselerin yüzünden gelmiştir. Allahü teala memleketimizi, milletimizi böylelerin şerrinden muhafaza eylesin...          *** Müslümanlar ne zaman ilimde fende ve teknolojide ilerler, iktisadi yönden güçlenirlerse, İslam düşmanları hemen harekete geçerler! İçeriden buldukları maşalarla ve kuklalarla hemen bu ilerlemeyi durdurmaya çalışırlar. Bu maşalar, görünüşte  o  memleketin insanıdır. Fakat kafaları emir aldıkları ülkelerin arzularına göre düşünür. Onların gözüne girmek için her türlü fedakârlığı (!) yaparlar.          *** Yıl 1958... Sağlık Bakanlığı Sosyal Hizmetler Akademisi öğretmenlerinden psikoloji doktoru sayın Mithat Enç bir konferans verir. Zekâ üzerinde birkaç gün konuşur. Son günü, zekâ ölçüsünü, test usulünü anlatır. Avrupalı, Amerikalı psikologların kitaplarından yeni bilgiler verir. [Mithat Enç'in verdiği enteresan bilgileri sizinle haftaya paylaşalım inşallah]    
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.