Kendi memleketlerine yabancı nesiller!..

A -
A +
Müslüman iken dinden çıkan mürted olduğu için ve Hindûlarca, dinlerinden dönen dinsiz kabul edildiği için, Hristiyanlaştırılan yerli gençler, ailelerinin mirasından bir hak alamıyorlardı.
 
Günümüzü anlamak için geçmişi iyi bilmek  gerekir -5-
Lord Macauley, Hindistan’da kan ve renk bakımından Hindli, fakat zevk, düşünce, inanç, ahlâk ve zekâ bakımından İngiliz bir cemiyet yetiştirilmesi için çok çalıştı ve destekledi. Böylece misyonerler tarafından açılan mekteplerde, İngiliz dil ve edebiyatı ve Hristiyanlık öğretilmesine ehemmiyet verildi. Fen bilgilerine (matematik, fizik, kimyâ vs.) hiç ehemmiyet verilmedi. Böylece İngilizce lisânından ve edebiyatından başka hiçbir şey bilmeyen Hristiyanlaştırılmış kimseler yetiştirildi. Bunlar memur olarak görevlendirildi...
Müslüman iken dinden çıkan mürted olduğu için ve Hindûlarca, dinlerinden dönen dinsiz kabul edildiği için, Hristiyanlaştırılan yerli gençler, ailelerinin mirasından bir hak alamıyorlardı. Misyonerler buna mani olmak için, 1832’de Bengal için, 1850’de de Hindistan’ın tamamı için, bir kanun çıkararak, Hristiyan olan yerli mürted ve dinsizlerin mirastan pay almasını temin ettiler. Onun için Hintliler, Hindistan’daki İngiliz mekteplerine, (Şeytânî Defter) ismini vermişlerdir. [Hindistan’da ve Osmanlılarda resmî dâire ve kuruluşlara (Defter) denilmektedir.]
1344 [m. 1925] senesinde Hindistan’ı ziyaret eden Fransız muharrir Marcelle Perneau yayınladığı  kitabında diyor ki:
"Hindistan’ın birinci şehri olan Kalküta’daki sefalet hakkında, Paris ve Londra’nın civarındaki batakhane mahalleleri asla bir fikir veremez. Kulübelerde insan ve hayvanlar birbirine karışmış, çocuklar ağlıyor, hastalar inliyor. Onların yanında ispirto ve esrar içmekten bîtap kalmış insanların, ölü gibi yerlerde yattığını görürsünüz...
İnsan bu kadar aç, sefil, zayıf ve bîtap vücutları seyrederken, ister istemez bunların ne iş yapabileceklerini kendi kendine soruyor... 
Fabrikalara doğru koşan bunca insana, fabrikalar kazançlarının ne kadarını ödüyor? İhtiyaç, meşakkat, bulaşıcı hastalıklar, içki ve esrar, zayıf, mukavemetsiz  halkı  kırıyor, yok ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde, insan hayatına karşı olan ilgisizlik, burada olduğu kadar hayâsızca olmamıştır...
Burada hiçbir zahmet, hiçbir iş, ağır ve gayrisıhhi kabul edilmemektedir. İşçi ölecekmiş ne zararı var? Yarın yerine derhâl diğeri geçer. İngilizlerin burada düşündükleri yegâne şey, üretimi çoğaltmak ve çok para kazanmaktır..."

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.