"Parçala, hakim ol ve dinlerini imha et!"

A -
A +
Yabancıların İslam âleminde takip ettikleri siyasetin temeli ve aslı şu üç kuralda gizlidir: Parçala, hakim ol ve dinlerini imha et. Bu siyasetlerinin icabı hiçbir şeyi yapmaktan çekinmemişlerdir.   Günümüzü anlamak için geçmişi iyi bilmek gerekir -6- ABD eski hâriciye nâzırı (dışişleri bakanı) Williams Jennings Bryan, "Hindistan’da İngiliz Hâkimiyeti" kitabının sonunda, "Hindistan halkından hayatta olanlara refah ve saadet bahşettiğini iddia eden İngilizler, milyonlarca Hintliyi mezara göndermişler, Hindistan’ı iliklerine kadar soymuşlardır. Soymak kelimesi biraz ağır ise de İngilizlerin yaptıklarını başka türlü izah etmek mümkün değildir. Hristiyanlık iddia eden İngiliz kavminin vicdanı, esaret zinciri altında inleyen Hint Müslümanlarının imdat nidalarını duymak istemiyor" diye yazıyor. Mister Hodberk Keombtun (Hintlinin Hayatı) kitabında şöyle demektedir: "Efendileri [İngilizler] Hintliye zulmeder, o ise her şeyi yok oluncaya, ölünceye kadar çalışmaya, ona hizmet etmeye devam eder." Bu sözler, insaflı Hristiyanların, İngiliz vahşetini bildiren yazılarından birkaçıdır. İngilizlerin diğer müstemlekelerinde çalıştırılan Hintli Müslüman işçilerin vaziyeti daha da beterdi. 1834 senesinde İngiliz sanayicileri, Afrika yerlileri yerine Hintli işçi kullanmaya başladılar. Hindistan’dan Güney Afrika müstemlekelerine binlerce Müslüman naklediliyordu. (Kuli) ismi verilen bu işçilerin vaziyeti, kölelerin vaziyetinden daha fenaydı. Bunlar (Sözleşmeli iş) denilen bir usule tâbi tutulurdu. Buna göre, (Kuli) beş sene müddet ile taahhüt altına girmekteydi. Bu zaman içerisinde kuli, işini terk edemez, evlenemez, gece gündüz kırbaç altında çalışmak mecburiyetindedir. Ayrıca senelik üç İngiliz altını da vergi vermekle mükelleftir. Meşhur Gandi, tahsilini İngiltere’de yaparak, Hindistan’a dönmüştür. Hristiyanlaştırılmış bir Hintlinin hatta Porbandar şehrinin başpapazının oğludur. [m. 1893]’te, Hindistan’daki bir İngiliz şirketi, onu Güney Afrika’ya gönderdi. Oradaki Hintlilerin ne kadar ağır şartlar altında çalıştıklarını ne kadar fena muâmele gördüklerini müşahede edince, İngilizlerle mücadeleye başladı. İngilizler tarafından yetiştirilmiş hatta Hristiyanlaştırılmış bir kimsenin oğlu olduğu hâlde İngiliz zulmüne ve vahşetine dayanamadı. İlk şöhretine de burada kavuşmuştu. Yabancıların bütün İslam âleminde takip ettikleri siyasetin temeli ve aslı şu üç kuralda gizlidir: Parçala, hakim ol ve dinlerini imha et! Yabancılar bu siyasetin icap ettirdiği hiçbir şeyi yapmaktan çekinmemişlerdir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.