Din adamı görünerek yapılan din düşmanlığı

A -
A +
Cemâleddîn-i Efgânî’nin, din adamı perdesi altında, İslamı içeriden yıkma propagandalarına aldananların en meşhuru Muhammed Abduh’tur.
  Günümüzü anlamak için geçmişi iyi bilmek gerekir -8- Cemâleddîn-i Efgânî, Paris’te ve Londra’da masonların yardımı ile mecmua [dergi] çıkardı. 1886’da İran’a geldi, orada da rahat durmadı. Zincirlere bağlanarak Osmanlı hududuna bırakıldı. Bağdat’a, sonra da Londra’ya gitti. Tekrar İstanbul’a geldi. Burada da İran’daki Behâîler ile iş birliği yaparak, dini siyasete âlet etti. Cemâleddîn-i Efgânî’nin, din adamı perdesi altında, İslamı içeriden yıkma propagandalarına aldananların en meşhuru Muhammed Abduh’tur. Abduh, İslam âlimlerinin büyüklüğünü ve üstünlüklerini anlayamayan bir din adamıdır. 1849’da Mısır’da doğdu ve  1905’te orada vefat etti. Bir müddet Beyrut’ta bulundu. Oradan Paris’e gitti. Burada Cemâleddîn-i Efgânî’nin, masonlar tarafından çizilen çalışmalarına katıldı. (El-urvet-ül-Vüskâ) mecmuasını çıkardılar. Beyrut’a ve Mısır’a gelerek Paris’teki mason locasının kararlarını tatbik etmeye çalıştı. İngilizlerin yardımı ile Kahire müftüsü oldu. Ehl-i sünnete saldırmaya başladı. İlk iş olarak, Câmi’-ül Ezher medresesi ders programlarını bozmaya, gençlere kıymetli bilgilerin okutulmasını önlemeye başladı. Üniversite kısmındaki dersleri kaldırdı. Lise ve orta kısımdaki kitaplar, yüksek sınıflarda okutuldu. Bir taraftan ilmi kaldırırken, diğer taraftan İslam âlimlerini kötüleyerek, bu âlimlerin fen bilgilerine mani olduklarını, bu bilgileri İslama sokacağını iddia etti. Londra’da, bir papaza yazdığı mektupta, (İslamiyet ve Hristiyanlık gibi iki büyük dînin el ele vererek kucaklaşmasını beklerim. O zaman, Tevrat ve İncil ve Kur’ân birbirlerini destekleyen kitaplar olarak her yerde okunur ve her milletçe saygı görür) demiştir. Müslümanların Tevrat ve İncil okuyacakları zamanı beklemekte olduğunu ifade etmiştir. Câmi’ül-Ezher’in müdürü (Şaltut) ile yaptığı Kur’ân-ı kerîm tefsîrinde, banka faizinin meşru olduğuna fetva vermiştir. Daha sonra Müslümanların ağır baskıları karşısında, bu fetvasından rücu eder görünmüştür. Beyrut’taki mason locasının başkanı Hannâ Ebû Râşid,  [m. 1961]’de yayınladığı (Dâire-tül-me’ârif-il-masoniyye) kitabının 197. sayfasında (Cemâleddîn-i Efgânî, Mısır’da mason locası reisi idi. Âlimlerden ve devlet adamlarından üç yüze yakın üyesi vardı. Ondan sonra, imam üstad Muhammed Abduh reis oldu. Abduh, büyük bir mason idi. Bunun, masonluk ruhunu Arap memleketlerine yaydığını kimse inkâr edemez) demektedir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.