Meyyite yapılacak dînî vazifeler...

A -
A +

Ölümün yaklaştığına alâmet, ayakların gevşeyip uzaması, burnun kıvrılması, şakakların çukurlaşmasıdır. Böyle bir hasta, sağ yanı üzere yatırılıp, yüzü kıbleye çevrilir. Böyle yatırmak sünnettir. 

  Ahireti unutmamalı -4- Hanefi mezhebinin en sağlam ve en kıymetli fıkıh kitaplarından olan (Dürr-ül-muhtâr) kitâbı ve bunun (İbni Âbidîn) hâşiyesinde [açıklamasında] şöyle yazılıdır:  Mevt, ölüm, meyyit, cenaze ve ölü demekdir. Ölümün yaklaştığına alâmet, ayakların gevşeyip uzaması, burnun kıvrılması, şakakların çukurlaşmasıdır. Böyle bir hasta, sağ yanı üzere yatırılıp, yüzü kıbleye çevrilir. Böyle yatırmak sünnettir. Ayakları kıbleye doğru, sırt üstü yatırmak da câizdir. Şimdi böyle yapılmaktadır. Fakat, baş altına bir şey koymalıdır. Böylece yüzü kıbleye karşı olur. Bunlar güç olursa, kolayına gelecek şekilde yatırmak da câiz olur. Kelime-i tevhîd telkîn ederken (Muhammedün resûlullah) da söylemek iyi olur. Ölüm başladığı, hayattan ümit kesildiği zaman, tevbe kabul olabilir ise de, kâfirin îmâna gelmesi kabul olmaz. Çünkü, o anda aklı başında değildir. Ölüm alâmeti, sertleşme, soğumak ve kokmaktır. Bu alâmetlerden önce de ölüm anlaşılır. [Soluğun kesilmesi, ağzına tutulan aynanın buğulanmaması ile, kalbin durduğu, nabız ile anlaşılır.] Ölüm anlaşılınca, meyyitin gözlerini kapamak ve çenesini bağlamak sünnettir. Çenesi, geniş bez ile başı üstüne bağlanır. Gözlerini kaparken (Bismillâh ve alâ millet-i resûlillah) demek sünnettir. Soğumadan önce, el parmaklarını, dirseklerini, dizlerini açıp kapayıp, kollarını ve bacaklarını düz bırakmak sünnettir. Böylece, yıkaması ve kefene sarması kolay olur. Soğumadan önce, elbisesi çıkarılıp, geniş, hafîf bir çarşaf ile örtülür. Çarşafın bir ucu başının altına, diğer ucu ayakları altına sokulur. Karnı üzerine, çarşafın üstüne veya altına, bir şey [bıçak veya başka demir] konup, şişmesi önlenir. Yüz gramdan çok olması uygundur. Muhterem ilimlerin kitaplarını koymamalıdır. Elden geldiği kadar, cenâzeyi çabuk kokutacak, çürütecek şeylerden korumak lâzımdır. Rûhu çıkarken, yatağı yanında (Behûr) denilen koku yakılmalıdır. Ölüm haberi komşulara ve akrabaya, ahbâba, hemen bildirilmelidir. Meyyit yıkanmadan evvel yanında Kur’ân-ı kerîm okumak mekrûh diyenler varsa da, üzeri örtülü iken ve yatağına bitişik olmayarak, sessiz okumak câizdir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” cenâzenin, ehli, âilesi arasında kalmasını uygun görmezdi. Yıkamak, kefenlemek, cenâze namâzı kılmak ve gömmek farz-ı kifâyedir. Yani, bir veya birkaç kişi tarafından yapılınca başkalarına farz olmaz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.