Dua, dertleri ve belaları giderir

A -
A +
Dua müminin silahıdır. Dua, gelmiş olan dertleri, belaları giderir. Gelmemiş olanların da gelmelerine mani olur. Dua etmek, namaz, oruç gibi ibadettir. 
 
 
Dua, Allahü teâlâya yalvararak muradını istemektir. Allahü teâlâ, duâ eden Müslümanı sever. Duâ etmeyene gazap eder. Dua müminin silahıdır. Dua, gelmiş olan dertleri, belaları giderir. Gelmemiş olanların da gelmelerine mani olur. Dua etmek, namaz, oruç gibi ibadettir.
Allahü teâlâ, her şeyi sebep ile yaratmakta, nimetlerini sebeplerin arkasından göndermektedir. Zararları, dertleri def için ve faydalı şeyleri vermek için de, dua etmeyi sebep yapmıştır. Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
Duânın kabul olması için iki şey gerekir. Duâyı ihlas ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helalden olmalıdır."
Resûlullah Efendimiz “Allahü teâlâya günah işlemeyen dil ile duâ edin!” buyurunca, böyle bir dilin nasıl bulunacağı soruldu. Bunun üzerine buyurdu ki: 
“Birbirinize duâ edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir.”
Duanın kabul olması için, beş şart vardır:
Dua edenin Müslüman olması, Ehl-i sünnet itikadında olması, haram işlemekten, bilhassa haram yemekten, içmekten sakınması, farzları yapması, bilhassa beş vakit namaz kılması, ramazan orucunu tutması, zekât vermesi, Allahü teâlâdan istediği şeyin sebebini öğrenip, bunu araması lazımdır. Allahü teâlâ, her şeyi bir sebep ile yaratmaktadır. Bir şey istenince, o şeyin sebebini gönderir ve bu sebebe tesir ihsan eder. İnsan bu sebebi kullanıp, o şeye kavuşur. Evliyasının hatırı için, âdetini bozarak, bunlar dua edince veya evliyayı kiram vesile edilerek dua edilince, bunlara (Keramet) olarak, sebebe hacet kalmadan da, doğrudan istenileni verir.
İbrâhîm-i Edhem'den (kuddise sirruh) sordular ki: 
"Allahü teâlâ, (Ey kullarım! Benden isteyiniz! Kabul ederim, veririm) buyuruyor. Halbuki, istiyoruz, vermiyor?"
Cevap buyurdu ki: 
"Allahü teâlâyı çağırırsınız, Ona itaat etmezsiniz. Peygamberini (Sallallahü aleyhi ve sellem) tanırsınız, Ona uymazsınız. Kur’ân-ı kerîmi okursunuz, gösterdiği yolda gitmezsiniz. Cenâb-ı Hakkın nimetlerinden faydalanırsınız,  Ona şükür etmezsiniz. Cennetin, ibadet edenler için olduğunu bilirsiniz, hazırlıkta bulunmazsınız. Cehennemi, asiler için yarattığını bilirsiniz, Ondan sakınmazsınız. Babalarınızın, dedelerinizin ne olduklarını görür, ibret almazsınız. Ayıbınıza
bakmayıp, başkalarının ayıplarını araştırırsınız. Böyle olan kimseler, üzerlerine taş yağmadığına, yere batmadıklarına, gökten ateş yağmadığına şükretsin! Daha ne isterler? Duâlarının neticesi, yalnız bu olursa, yetmez mi?"
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.