Keramet ile istidrac arasındaki fark...

A -
A +
"Harikulade hâller bazen hâli dine uygun olmayan kimsede de görülebilir ki, bu istidrac ve sihir yoluyla olur. Buna keramet denmez."
 
Evliyanın kerameti haktır -2-
Kerame, dinin emirlerine uyup, yasaklarından sakınan evliyadan meydana gelir. Evliya kerametini gizler, göstermek istemez. Keramet göstermekten hayâ eder. İhtiyaç duyulunca gösterir. İhtiyaç hâlinde elinde olmayarak da görülebilir. Evliya kerametle övünmez. Hatta kendisinden keramet zuhur edince meydana gelen bu hâlin istidrac olabileceği endişesiyle Allahü tealadan korkusu artar. Fakat istidrac sahibi olan kimse, kendisinden meydana gelen olağanüstü hâli, yaptığı amellerin neticesi diye zanneder. Kendinde bir olgunluk ve üstünlük olduğu hayaline kapılır. Kendini başkalarından üstün görür... 
Bel'am-Baura Musa aleyhisselam zamanında yaşamıştı. İsm-i a'zamı bilen, duası kabul olan bir âlimdi. Çok ibadet ve ağır riyazetler yapması sebebiyle olağanüstü hâl sahibi oldu. Lakin o ve onun gibiler bu hâllerinden dolayı mağrur oldular ve akıbetleri çok kötü oldu...
Firavun, atı ile giderken atının ön ayakları uzardı, yokuşa doğru giderken kısalırdı. Dişlerinin arası açık değildi, yemek kırıntıları girip rahatsız etmezdi. Ömründe bir kere başı ağrımamıştı. Bu hâlleri kendinden bilip tanrılık iddiasında bulundu ve ebedi azaba sürüklendi...
Demek ki her olağanüstü hâli görülen kimseye keramet sahibi demek yanlış olur. Bu incelik bilinmediği için kerametle istidrac karıştırılır. İstidrac, keramet, istidrac gösteren kimse de evliya zannedilir.
İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubat kitabında harikulade halleri, kerametleri, veli olmak için bunlara ihtiyaç olmadığını, keramet ve istidrac sahiplerinin nasıl ayırt edileceğini bildirmektedir.
Seyyid Abdülhakîm Arvasî hazretleri de şöyle buyurmaktadır: "Keramet evliyalık için şart değildir. Harikulade hâller bazan hâli dine uygun olmayan kimsede de görüleblir ki, bu istidrac ve sihir yoluyla olur. Buna keramet denmez. Çünkü keramet, dinin emirlerine uyup, yasaklarından sakınan kimseden meydana gelir. İstidrac nimet gibi görünen, aslında sahibi için felaket olan harikulade hâllerdir."
Muhammed Masum-i Faruki hazretleri gibi büyük zatlar, "El-istikametü fevkal kerameti=İstikamet, kerametten üstündür" buyurmaktadır.
Burada istikamet, doğru itikat ve doğru amel üzere olmak demektir. İstikamet üzere olan Müslüman, çok kıymetlidir. Bunun için, "Ehl-I sünnet büyüklerini tanımak, onları sevmek ve onların yolunda gitmek, en büyük keramettir" buyurulmaktadır. Ehl-i sünnet itikadında olup da, bu üç şart kendinde bulunan kimse, gıpta edilecek kıymetli bir kimsedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.