"İsminin, silindiğini görenin hâli nice olur?"

A -
A +
"Berât kandili, ecellerin ve amellerin takdir edildiği gecedir. Kim bilir kimin defterine ölecek ve kimin defterine yaşayacak! diye kaydedildi."
 
Bazı kerâmetler-3-
İslam âlimlerinin ve evliyanın büyüklerinden İmâm-ı Rabbânî hazretleri vefât etmeden altı ay önce, "Berât kandili" gecesini, kendi husûsi odasında ihyâ eyledi. O gece yarısı, kıymetli hanımının bulunduğu odaya geldi. Hanımı dedi ki: "Bu gece ecellerin ve amellerin takdir edildiği gecedir. Kim bilir kimin defterine ölecek ve kimin defterine yaşayacak! diye kaydedildi." İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu sözü duyunca; "Niçin tereddüt ve şüphe ile söylüyorsun? Ya isminin, dünyâda yaşayacaklar sayfasından silindiğini görenin hâli nice olur?" buyurdu. Böylece İmâm-ı Rabbânî hazretleri, o sene vefât edeceğine kerâmetiyle işâret buyurmuşlardı...
             ***
Üftâde hazretleri bir gün talebeleri ile kırlarda sohbet etmişlerdi. Bir ara talebeler etrafa dağılarak her biri birer demet çiçek topladılar ve Üftâde hazretlerine takdim ettiler. Aziz Mahmud Hüdâyî Efendi ise elinde kurumuş ve sapı kırılmış bir çiçek ile döndü. Hocasına hediyesini verince, "Oğlum, siz bize bir tek solmuş çiçeği mi lâyık gördünüz?" buyurdu. Aziz Mahmud  Hüdâyî de; "Efendimize ne getirsem azdır. Fakat koparmak için el uzattığım her çiçek, Allahü teâlâyı tesbih ediyordu. Bu tesbihi işiterek hiçbirini koparamadım. Ancak kurumuş ve sapının kırılmış olmasından dolayı bu çiçeği tesbihten kesilmiş gördüm. Bu sebeple bunu getirebildim" dedi...
             ***
İbrâhim Gülşenî hazretleri, bir gün talebeleriyle sohbet ediyordu. Bir ara talebeler; "Efendim! Allahü teâlânın ihsânı ile kabirdeki ölülerin azapta veya nimet içinde oldukları bilinebilir mi? Duâ ederek azapta olanın azâbı kaldırılır mı?" diye sordular. İbrâhim Gülşenî hazretleri şöyle buyurdu: "Allahü teâlânın sevdiklerinden biri bir kabre uğradı. Kabirdekinin azap içinde olduğunu gördü... Aradan bir müddet geçtikten sonra, tekrar o kabrin yanına uğradı. Kabre teveccüh ettiğinde, azâbın kaldırılmış olduğunu gördü. Hayret ederek düşünceye daldı. Azabın kaldırılma sebebini anlamaya çalıştı. Meğer,"Bu kabirde yatan kimsenin küçük bir çocuğu varmış. Annesi o çocuğu ilim öğrenmeye göndermiş. Çocuk Besmeleyi öğrenince, Besmelenin hürmetine babasının azâbı kaldırılmış."
Yine İbrâhim Gülşenî hazretleri anlatır: 
Kâdı Îsâ'nın Fahreddîn  adında bir tanıdığı vardı. Onun Kâdı Îsâ üzerinde çok hakkı vardı. Bu şahıs vefât etmişti. Kâdı Îsâ'ya Fahreddin adındaki şahsın  azapta olduğu malum oldu. Gelip bana bu durumu söyledi. Kâdı Îsâ'ya dedim ki: "O şahsın  sende hakkı var. Onun için sadaka ver, Kur'ân-ı kerîm okut." Kâdı Îsâ denilenleri yaptı. Sevabını  o şahsın rûhuna hediye etti. O gece Kâdı Îsâ rüyâsında Fahreddin adındaki şahsı gördü. Nûrlar içindeydi... 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.