Allahü teâlâya şükür, İslamiyete uymakla olur

A -
A +
Dine uymak, insanlık icabıdır ve aklın istediği ve beğendiği bir şeydir. Allahü teâlâya, İslamiyetin dışında şükredilemez.
 
Büyük âlim ve veli İmam-ı Rabbani rahmetullahi aleyh hazretleri (Mektubat) ismindeki kitabının üçüncü cilt on yedinci mektubunda özetle şöyle buyurmaktadır:
Görünen, görünmeyen, bilinen, bilinmeyen bütün nimetleri gönderen, bizlere kurtuluş yolunu gösteren ve çok sevdiği Muhammed aleyhisselâmın ümmeti yapmakla şereflendiren Allahü teâlâya hamd ü senâlar olsun!
Bütün mahlûklara her nimeti, iyilikleri veren yalnız Allahü teâlâdır. Her şeyi var eden, var olmak nimetini veren O’dur. Her ân, varlıkta durduran da O’dur. Kâmil, iyi sıfatlar, insanlara, O’nun rahmeti ile, acıması ile verildi... Sayılamayan nimetleri hep O vermektedir. İnsanları sıkıntıdan kurtaran O’dur. Duaları kabul eden, belâlardan kurtaran hep O’dur. Öyle bir Rezzak’tır ki, kullarının rızıklarını, günahlarından dolayı kesmiyor. Affı ve merhameti o kadar boldur ki, günah işleyenlerin yüz karalarını meydana çıkarmıyor. Hilmi o kadar çoktur ki, kullarının cezalarını vermekte acele etmiyor. Öyle bir ihsan sahibidir ki, kerem ve ihsanlarını dost ve düşman, herkese saçıyor...
Başkalarından gelen nimetleri de gönderen O’dur. Başkalarının ihsan etmesi, bir emanetçinin, birisine emanet vermesi gibidir...
İyilik yapana teşekkür edileceğini, herkes bilir. Bu, insanlık icabıdır. İyilik edenlere hürmet edilir. Nimet sahipleri, büyük bilinir.
O hâlde, her nimetin hakiki sahibi olan Allahü teâlâya şükretmek, insanlık icabıdır. Aklın lüzum gösterdiği bir vazife, bir borçtur. Fakat, Allahü teâlâ, her ayıp ve kusurdan uzak, insanlar ise, ayıp kirlerine ve noksanlık lekelerine bulaşmış olduğundan, Onu nasıl büyük bileceklerini, Ona nasıl şükredeceklerini anlayamazlar. Ona karşı söylenmesini güzel sandıkları şeyler, Ona çirkin gelebilir. Onu büyültmek, hürmet etmek sandıkları, hakaret ve küçültmek olabilir. Ona hürmet ve şükür şekilleri, yine O’ndan bildirilmedikçe, Ona lâyık olacağına güvenilemez ve Onun kabul edeceği bir ibadet olamaz. Çünkü, insanların hamd etmeleri, Ona belki hakaret olur.
İşte, Onun tarafından bildirilen, tazîm, hürmet ve şükür şekli, Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” bildirdikleri dinlerdir. Ona kalb ile yapılacak hürmetler, dinde bildirilmiş, dil ile yapılacak şükürler, orada gösterilmiştir. Her uzvun yapacağı işleri, açık ve geniş olarak, beyan buyurmuşlardır.
O hâlde, Allahü teâlâya inanmak ile ve kalbin ve bedenin yapması ile şükretmek, ancak dine [İslamiyete] uymakla olur... Bu söylenilenlerden anlaşılıyor ki, dine uymak, insanlık icabıdır ve aklın istediği ve beğendiği bir şeydir. Allahü teâlâya, İslamiyetin dışında şükredilemez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.